Kartal’ın tanınmış siyasi isimlerinden CHP’li Nurettin Sarıbal son günlerde konuşulan “İmzacılar” konusu hakkında önemli açıklamalar yaptı. Sarıbal, tartışmaya benzin dökercesine “İmza veren arkadaşlarım bana göre bu dönem biraz dinlensinler. Partiye böyle destek versinler. Bu dönemde görev almasınlar. Bu benim kendi şahsi fikrimdir” dedi.
Vural Dağtekin’e konuşan Sarıbal şunları söyledi;
“CHP eksikliklerine rağmen kendi içinde demokrasiyi uygulayan, özgürlükleri uygulayan tek partidir. Farklı düşüncelere sahip arkadaşlarımın da bu partide siyaset yapmalarını çok doğal olduğunu düşünüyorum. Saygı duyuyorum. CHP merkezden kendi solundaki yapılanmalarına kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsar.
Hatta Kuvay-i Milliye ruhu ile ya da Atatürk’ün ortaya koyduğu ulusal çerçevede de herkes, her görüş Cumhuriyet Halk Partisi’nde kendine yer bulabilir. Ayrıca CHP her siyasal görüş için bir sığınma limanıdır. Yüzde yüz sosyal demokrasiyi kabul etmese de ki bizim içimizde de; “ben sosyal demokrat değilim, Atatürkçüyüm” diyen çok arkadaş var. Bunlara da çok saygı duyarım. Ancak bilmedikleri bir şey var ki Atatürk döneminde sosyal demokrasi tanımı yoktu. İkinci Dünya Savaşı ile birlikte var oldu. Ancak Atatürk’ün yaptığı her şey sosyal demokrasiye uygun. Dolayısı ile sosyal demokrat bir parti olarak da CHP’nin içinde farklı seslerin, siyasal yansımaların olması çok doğaldır.
CHP kendi içinde delege seçimi ile başlayıp, genel başkan seçimine kadar demokrasiyi kullanan tek partidir. Dolayısı ile farklı lider ve yöneticiler için arkadaşlarımızın uğraşması çok doğaldır.
Benim de çok hatalarım var
Son dönemi değerlendirdiğimizde benim bakışımda da tartışmasız çok eksikler ve hatalar vardır. Otuz yıla yakındır parti içinde aktif siyaset yapan biri olarak, muhtelif zamanlarda ben de adaylık başvurularında bulundum. Bunlar kabul edilmedi. Her zaman CHP tüzüğü çerçevesinde alınan her karara saygı duydum.
İmzacılar örgütün nabzını tutmalıydı
İmzacılar konusunu daha da açarsak; Muharrem İnce’nin bir olağanüstü kurultay çalışması oldu. Bu çalışma öyle hızlı oldu ki elbette burada kurultay delegelerimiz söz sahibiydi. Ama bu delegelerin de sonuçta örgütün nabzını tutarak gitmeleri gerekiyordu. Yani ilçe bazında Kartallı kurultay delegelerinin örgütünün de bir fikrini almalarını gerekirdi. Mesela tüzüğümüzde danışma kurulu vardır. En az iki ayda bir toplanması gerekir.
Yaptırım gücü tüzüksel olarak tam yoktur ancak öneri düzeyinde çok önemlidir. Bu arkadaşlar böyle bir şeyi hemen tartışmadan imza verdiler İnce için. Fakat bir de şöyle düşünelim; eğer kurultay gerçekleşmiş olsaydı veya Muharrem İnce seçilmiş olsaydı; ben bugün İmamoğlu’nun, Yavaş’ın ve diğer büyükşehirlerdeki diğer arkadaşların seçilmiş olabileceğini düşünmüyorum.
Ben de imza verilmesini savundum
Ben aday belirlemeler başta olmak üzere partinin tüzüksel anlamda bir yeniliğe ihtiyacı olduğunu her zaman söylemişimdir. Hatta ben Murat Karayalçın’ın döneminde bir tüzük çalışması yapıldığında aktif olarak görev aldım ve ciddi çalışmalar yaptık. Önerdiklerimizin çok büyük bir bölümü de sonuç aşamasına geldi. Bunu Kartal örgütünde de yaptık. Kartal örgütü de tüzük değişikliği noktasında çalışmalar yapmıştı bunu orada da ortaya koyduk. Ben her seferinde partinin tüzüğünün değişmesi gerektiğini söyledim. Bu değişimin de seçimsiz bir kurultay ile yapılmasının gerektiğini her seferinde söyledim. Yani imza verilmesini savundum ama seçim olmadan genel başkan değişikliğinin, merkez yürütme değişikliğini gündeme almadan sadece partinin tüzük ve programının değişmesi yönünde bir tüzük program kurultayının yapılmasını önermiştim.
Tabi ki arkadaşlarımız Muharrem İnce genel başkan olsun diye imza vermediler. Ama o gün İnce’nin çalışması belliydi genel başkan olmak istiyordu. Bu çerçevede de imzalar toplandı. Şimdi burada sıkıntılı olan şey şu; arkadaşlar örgüte danışmadan hemen imza vermeye kalktılar.
Kılıçdaroğlu'nun da eksiklikleri var
Genel Başkan Kılıçdaroğlu çok geniş bir yelpazeyi bir arada tutmaya çalıştı. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun eksikleri yok mu? Var. Parti içi işleyişe baktığın zaman tabi ki var. Fakat süreç öyle bir noktaya gitti ki AKP’den kurtulmak için bir cephede toplanması gerekiyordu. Şu anda bu cephenin sağlanması ile çok büyük bir başarı elde etmiştir. Bunun devam etmesi ve çok daha genişlemesi gerekiyor. Çünkü şuanda Türkiye’nin %76’nı bu çerçevedeki belediye başkanları yönetiyor.
İmzacıların bir dönem dinlensinler
Biz sosyal demokrat partiyiz. İmza verenlerin ne kadar özgürlüğü varsa benim de “iyi ki imzalar toplanmamış. İyi ki kurultay olmamış. Diyecek gerekçelerim var.” Çünkü yerel seçim sonuçları ortada ve belli. Benim de bunlardan yola çıkarak o imza veren arkadaşlarımızın bir dönem dinlenmesini talep etme özgürlüğüm var. Bu arkadaşlarımızı asla dışlamıyoruz. Bu arkadaşlar acaba bir dönem daha görev aldıklarında bir daha böyle bir davranış içine girecekler mi? Bunu bilemiyoruz. Geçmişe dayanarak, girme ihtimalleri var. Benim tezim bu.
Efendi Bey görüşünü net biçimde ortaya koymuş
Bir Mahalle Toplantısında önceki dönemler Kadın Kolları Başkanlığı yapmış Gülçin Zaza’nın, Efendi Argunşah’a sorduğu soru da şu günlerde Kartal’ın kulislerinde en çok konuşulan konulardan biri.
Argunşah bu konuda “Arkadaşlarımızın imzacılara karşı bir duruşu var. Bu dönem onlara yer vermeyeceğiz.” demiş.
Bu konuda Efendi Bey’i aday olarak destekliyoruz. Siyasette kazanmak sadece seçilmek değildir. Bir de kişileri düşünceleriniz etrafında toplamak önemlidir. İşte buradaki kazanım çok daha değerlidir. Adayımız bu konudaki görüşünü çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Örgütümüz de bu değerlendirmeleri yapacaktır.
Efendi Bey, bir oy bile hesabı yapmadan gereğini demiştir. Yönünü belli etmiştir. Bu hareketi de bence taktire şayan bir şeydir."
Vural Dağtekin’e konuşan Sarıbal şunları söyledi;
“CHP eksikliklerine rağmen kendi içinde demokrasiyi uygulayan, özgürlükleri uygulayan tek partidir. Farklı düşüncelere sahip arkadaşlarımın da bu partide siyaset yapmalarını çok doğal olduğunu düşünüyorum. Saygı duyuyorum. CHP merkezden kendi solundaki yapılanmalarına kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsar.
Hatta Kuvay-i Milliye ruhu ile ya da Atatürk’ün ortaya koyduğu ulusal çerçevede de herkes, her görüş Cumhuriyet Halk Partisi’nde kendine yer bulabilir. Ayrıca CHP her siyasal görüş için bir sığınma limanıdır. Yüzde yüz sosyal demokrasiyi kabul etmese de ki bizim içimizde de; “ben sosyal demokrat değilim, Atatürkçüyüm” diyen çok arkadaş var. Bunlara da çok saygı duyarım. Ancak bilmedikleri bir şey var ki Atatürk döneminde sosyal demokrasi tanımı yoktu. İkinci Dünya Savaşı ile birlikte var oldu. Ancak Atatürk’ün yaptığı her şey sosyal demokrasiye uygun. Dolayısı ile sosyal demokrat bir parti olarak da CHP’nin içinde farklı seslerin, siyasal yansımaların olması çok doğaldır.
CHP kendi içinde delege seçimi ile başlayıp, genel başkan seçimine kadar demokrasiyi kullanan tek partidir. Dolayısı ile farklı lider ve yöneticiler için arkadaşlarımızın uğraşması çok doğaldır.
Benim de çok hatalarım var
Son dönemi değerlendirdiğimizde benim bakışımda da tartışmasız çok eksikler ve hatalar vardır. Otuz yıla yakındır parti içinde aktif siyaset yapan biri olarak, muhtelif zamanlarda ben de adaylık başvurularında bulundum. Bunlar kabul edilmedi. Her zaman CHP tüzüğü çerçevesinde alınan her karara saygı duydum.
İLGİLİ HABER
CHP'de bir bu eksikti. İmzacılar Krizi!İmzacılar örgütün nabzını tutmalıydı
İmzacılar konusunu daha da açarsak; Muharrem İnce’nin bir olağanüstü kurultay çalışması oldu. Bu çalışma öyle hızlı oldu ki elbette burada kurultay delegelerimiz söz sahibiydi. Ama bu delegelerin de sonuçta örgütün nabzını tutarak gitmeleri gerekiyordu. Yani ilçe bazında Kartallı kurultay delegelerinin örgütünün de bir fikrini almalarını gerekirdi. Mesela tüzüğümüzde danışma kurulu vardır. En az iki ayda bir toplanması gerekir.
Yaptırım gücü tüzüksel olarak tam yoktur ancak öneri düzeyinde çok önemlidir. Bu arkadaşlar böyle bir şeyi hemen tartışmadan imza verdiler İnce için. Fakat bir de şöyle düşünelim; eğer kurultay gerçekleşmiş olsaydı veya Muharrem İnce seçilmiş olsaydı; ben bugün İmamoğlu’nun, Yavaş’ın ve diğer büyükşehirlerdeki diğer arkadaşların seçilmiş olabileceğini düşünmüyorum.
Ben de imza verilmesini savundum
Ben aday belirlemeler başta olmak üzere partinin tüzüksel anlamda bir yeniliğe ihtiyacı olduğunu her zaman söylemişimdir. Hatta ben Murat Karayalçın’ın döneminde bir tüzük çalışması yapıldığında aktif olarak görev aldım ve ciddi çalışmalar yaptık. Önerdiklerimizin çok büyük bir bölümü de sonuç aşamasına geldi. Bunu Kartal örgütünde de yaptık. Kartal örgütü de tüzük değişikliği noktasında çalışmalar yapmıştı bunu orada da ortaya koyduk. Ben her seferinde partinin tüzüğünün değişmesi gerektiğini söyledim. Bu değişimin de seçimsiz bir kurultay ile yapılmasının gerektiğini her seferinde söyledim. Yani imza verilmesini savundum ama seçim olmadan genel başkan değişikliğinin, merkez yürütme değişikliğini gündeme almadan sadece partinin tüzük ve programının değişmesi yönünde bir tüzük program kurultayının yapılmasını önermiştim.
Tabi ki arkadaşlarımız Muharrem İnce genel başkan olsun diye imza vermediler. Ama o gün İnce’nin çalışması belliydi genel başkan olmak istiyordu. Bu çerçevede de imzalar toplandı. Şimdi burada sıkıntılı olan şey şu; arkadaşlar örgüte danışmadan hemen imza vermeye kalktılar.
İLGİLİ HABER
İmzacılar CHP'li değil midir?Kılıçdaroğlu'nun da eksiklikleri var
Genel Başkan Kılıçdaroğlu çok geniş bir yelpazeyi bir arada tutmaya çalıştı. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun eksikleri yok mu? Var. Parti içi işleyişe baktığın zaman tabi ki var. Fakat süreç öyle bir noktaya gitti ki AKP’den kurtulmak için bir cephede toplanması gerekiyordu. Şu anda bu cephenin sağlanması ile çok büyük bir başarı elde etmiştir. Bunun devam etmesi ve çok daha genişlemesi gerekiyor. Çünkü şuanda Türkiye’nin %76’nı bu çerçevedeki belediye başkanları yönetiyor.
İmzacıların bir dönem dinlensinler
Biz sosyal demokrat partiyiz. İmza verenlerin ne kadar özgürlüğü varsa benim de “iyi ki imzalar toplanmamış. İyi ki kurultay olmamış. Diyecek gerekçelerim var.” Çünkü yerel seçim sonuçları ortada ve belli. Benim de bunlardan yola çıkarak o imza veren arkadaşlarımızın bir dönem dinlenmesini talep etme özgürlüğüm var. Bu arkadaşlarımızı asla dışlamıyoruz. Bu arkadaşlar acaba bir dönem daha görev aldıklarında bir daha böyle bir davranış içine girecekler mi? Bunu bilemiyoruz. Geçmişe dayanarak, girme ihtimalleri var. Benim tezim bu.
Efendi Bey görüşünü net biçimde ortaya koymuş
Bir Mahalle Toplantısında önceki dönemler Kadın Kolları Başkanlığı yapmış Gülçin Zaza’nın, Efendi Argunşah’a sorduğu soru da şu günlerde Kartal’ın kulislerinde en çok konuşulan konulardan biri.
Argunşah bu konuda “Arkadaşlarımızın imzacılara karşı bir duruşu var. Bu dönem onlara yer vermeyeceğiz.” demiş.
Bu konuda Efendi Bey’i aday olarak destekliyoruz. Siyasette kazanmak sadece seçilmek değildir. Bir de kişileri düşünceleriniz etrafında toplamak önemlidir. İşte buradaki kazanım çok daha değerlidir. Adayımız bu konudaki görüşünü çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Örgütümüz de bu değerlendirmeleri yapacaktır.
Efendi Bey, bir oy bile hesabı yapmadan gereğini demiştir. Yönünü belli etmiştir. Bu hareketi de bence taktire şayan bir şeydir."