AK PARTİ’nin Kartal’daki Başkanlık Bilmecesine İpuçları
Şimdi yazıya bu başlığı atsam büyük ihtimalle okumazdınız. O sebeple lütfen sonuna kadar okuyun ki meramımı tam anlatmış olayım.
Bu yazıyı teşkilatında yıllardır emek veren ve ilçenin ya da mahallelerin dahi yönetimlerinde görev almalarını bırakın, teklifi dahi konuşulmamış, ancak her seçimde canla başla partileri için çabalayan AK Partili tanıdıklarımın anlattıkları ile derledim.
Umarım faydası olur.
...
Sadece Kartal değil İstanbul’un nerede ise tamamında aynı konu konu konuşuluyor. İlçe başkanı kim olacak?
Aslında kim olursa olsun bu yapı ile değişen bir şey olacak mı diye sormak gerekmez mi?
Yanlış anlaşılmasın, derdim partiyi dizayn etmek ya da isim önermek değil! Tam tersine tabandaki partililerin gerek sandığa gitmeme gerek seçimlere ilgi göstermeme sebeplerini anlatmaktır.
Malumunuz, iç çekişmeleri ve eleştiri rüzgarlarına açık oluşu sebebi ile CHP Kartal’da oldukça dinamik bir yapı olarak öne çıkıyor. İlçe seçimleri kıran kırana geçiyor, başkanlar seçimle geliyor, seçimle gidiyor. Yönetimler de bu doğrultuda tamamen değişebiliyor.
Ancak AK Parti’de durum çok farklı!
Başkanı Genel Merkez atıyor. Yönetimleri Genel Merkez, İl Başkanları, milletvekilleri, bakanlar ve hatta partinin içinde olmayan ama yukarısı ile yakın ilişkide olan isimler belirliyor. Üstelik bu yıllardır böyle...
Otomatikman parti içinde siyasi kariyer fırsatı diye bir şey kalmıyor.
Bir AK Partili arkadaşım geçtiğimiz hafta sohbette şu ifadeyi kullandı.
“Temayül yoklaması diyorlar, gidiyoruz 5-6 isim koyuyorlar. Birini hatta üçünü oyluyoruz. Hiçbiri olmuyor, liste dışından atama bir isim geliyor. Boyun eğiyoruz.
Geçtiğimiz yerel seçimlerde de benzeri oldu. Biz 3-4 kişiye odaklandık. Hiç ismi geçmeyeni getirip aday yaptılar. Çalışın dediler. Çalıştık mı? İstediğimiz gibi çalışamadık. Elimiz gitse, ayağımız gitmedi.”
Enteresan bir bakış açısı değil mi?
Bir örnekte ben vereyim. Yahu adamı ilçe başkanı yapıyorsunuz. Mesela Nimet Gündoğdu’yu ele alalım. Göreve ataması yapıldı. Ama “eski yönetimdeki herkes kalacak, eksikleri sen doldur” denildi. O ne yaptı? Samimiyetle çalıştı. İşi bir noktaya kadar neredeyse tek başına yüklendi. Ben uzun zamandır AK Parti’de seçimlerde bu kadar aktif ve pozitif olan bir ilçe başkanı görmedim. Hakkını teslim etmek lazım. Ancak, Türkiye’de esen rüzgar malumunuz. Kaybeden oldu.
Şimdi sormak lazım...
İlçe yönetiminde belirleyici değil...
Belediye Başkan adayında belirleyici değil...
Hatta ilçedeki çalışma sisteminde bile belirleyici değil iken siz bu ilçe başkanından ne beklersiniz?
Partisinde hiç kavgaya bulaşmamış, küsmemiş hatta kahrından ölmemiş olması bile mucize değil mi? Vallahi Nimet beyi takdir ediyorum.
Gelelim yeni ilçe yönetimine...
AK Parti kurulduğundan bu yana hep yönetimlerde olan isimlerden tutun. Yıllardır o yönetici kartvizitini cebinde taşımaktan başka hiçbir icraatı olmayanlara kadar kimi ararsanız kurullarda koltuklarını koruyorlar.
Komik ama dandik bir derneğin yönetimindeki adamı bile 3 toplantıya gelmeyince gönderme özgürlüğü AK Parti İlçe Başkanları ve yönetim kurullarında yok!
Sen çalış, o semeresini yesin, sefasını sürsün!
Geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde CHP'de 7 dönemdir milletvekili olan isimleri konuştuk ama AK Parti'de her dönem aralıksız yönetici olanları nedense hiç konuşmadık.
Bu anlayış ve kısıtlı haklarla, üstüne de bu değişmez yönetim kurulları ile AK Parti’de başkan kim olursa olsun netice değişmez!
Mahalle yönetimlerine adam bulamaz, gençlik kollarını aktifleştiremez, kadın kollarında etkin olamazsınız arkadaş!
AK Parti’de İlçe Başkanları, Timur’a giderken tek başına bırakılan Nasreddin Hoca durumuna düşmekten kurtulmadıkça, kan kaybı devam edecektir.
Kusura bakmayın ama, 32 yaşında Belediye Başkanı çıkarabilecek kadar fırsat sunan, 30’lu yaşlarda pırıl pırıl gençleri İlçe Başkanı olarak sahaya sürebilecek imkanları veren siyaset karşısında bu haldeki AK Parti ne ilçenin ne ülkenin sorunlarına tabii ki çözüm bulmakta zorlanır.
Çalışmayan torpilli yönetim kurullarını gördükçe, adım atmak istemeyen zorlama mahalle yönetimleri, siyaset imkanı bulamayan kadınları ve gençleri ile AK Partililerin halen üye olarak kalmaları bile başlı başına tez konusudur.
Mahalle yönetiminde çok çalışana "seni ilçe yöneticisi olarak önereceğim" diye garanti verebilmedikçe, oradaki aktif genç ve kadınları ilçe yönetimlerine taşımadıkça, üstelik kendi yönetimini oluşturma hakkı bile sunmadıkça kimi koyarsanız koyun netice alamazsınız!
Sonuç olarak önerim;
İlk kongrede ilçe yönetim kurullarında yıllardır paslanan tüm isimler (çabası belli olanlar hariç) tez elden değişmelidir. Bu hem onların hem partilerinin iyiliği için şarttır. Gelen ilçe başkanı yönetimini Ankara ve İl zorlaması ile yapacağını görürse gerekirse siyaseti bırakmalı ve o koltuktan uzak durmalıdır.
Daha ne diyeyim!
Kalın sağlıcakla...