Kaç gündür takip ediyorum.
Kavganın sebebini anlamak istiyorum.
Bu defa tamamdır diyorum.
Fakat sonunda en başa dönüyorum.
.
Neden mi?
Anlatayım efendim!
.
Tuzla Belediye Meclisi geçtiğimiz günlerde toplandı. İBB'nin Tuzla'da yapmak istediği Kreş için meclisten "Plan Tadilatı" yapılması istendi.Meclis çoğunluğunu elinde tutan AK Parti grubu ise bu teklifi oy çokluğu ile reddetti.
.
Buraya kadar her şey normal görünüyor.
Meclise yıl boyunca yüzlerce dosya gelir. Bunlar komisyonlarda görüşülür. Siyaseten kabul edilir ya da reddedilir. Bu kabul ve red oylarında öncelikle vatandaşın menfaati gözetilir. Her ne kadar siyaseten desem de sonuçta verilen oylara gerekçe olarak kanunlar da gösterilir. Sonuçta belediye meclisleri kanunlar ışığında karar alan idari bir organdır.
.Tuzla'da yaşanan gelişmeye baktığımda "acaba karar sadece siyasi mi?" sorusunu sormadan edemedim. Lakin alınan karar kanun çerçevesinden bakıldığında ve İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nun önceki söylemleri ile karşılaştırıldığında gayet normal görünüyor.
Bilenler bilir. Yıllardır CHP'li belediyeleri ve siyaseti takip ederim. Hükümet ya da başkaca bir kurumdan yapılan haksızlıklar varsa onları da yazarım. Bu sebeple adım CHP'liye çıkmıştır ama ben gazeteciyim. Tarafım sadece doğrudan yanadır.
.
Yine doğruyu yazmak isterim.
.Bu olayda Tuzla Belediyesi'nin ilçesindeki arazinin nasıl değerlendirileceğine karar verme hakkı olduğu da şüphe götürmez bir gerçektir.
Planda "Spor" alanı olarak geçen bir arsaya, siz kreş dikeceğim diye ısrar ederseniz, yerel yönetimin bunu kabul etmeme hakkı saklıdır. Tuzla AK Parti Grubu da bunu yapmış görünüyor.
.
Tuzla'da spor alanı yeterli mi? Eğer her mahallede spor tesisi varsa hatta çocuklar ve gençler için her yerde spor tesisleri bulunuyorsa sorun yok. Ama belli ki büyüyen Tuzla'nın spor tesislerine de çok ihtiyacı var ve Belediye de bu ihtiyacı gözeterek, partisinden red kararı alınmasını istemiş.
.Özellikle İYİ Partili ve CHP'li meclis üyelerinin itirazlarını da medyadan okudum. Üzülerek kendileri ile çeliştiklerini de söylemek isterim.
Arkadaşlar, belli ki birçoğunuz yenisiniz. Bazı kanuni hususlarda eksik kalabilirsiniz. Ancak bilmeniz lazım ki kamulaştırma yaparken de spor alanı olması şartı konulmuş ya da bağışlarda "Şu yapılsın" şartı ile bağışlanmış yani "şartlı" elde edilmiş arsalara belediye meclisleri karar da alsa fonksiyon değiştirse de o şart dışında yapı ya da tesis yapılamaz. Aksi durumda verilecek tek bir dilekçe ile o yapı durdurulur, yapılmış ise yıkılır.
Hem kanun devleti olmaktan bahsedip hem kanuna uygun davrandığı için idareyi suçlamak kendinizle çelişmektir.
Ayrıca belediyecilik mazeret üretme değil hizmet yapma yeridir. Haklı konularda isyanları anlarım lakin kanunun karşısında isyankar olmayı, kanuna uyan belediyeyi engel olmakla suçlamayı hiç anlamam.
.Son sözüm Sayın İmamoğlu'na;
Sayın başkan hiç olmuyor.Kentlerin planları her istendiğinde değiştirilecek basit sözleşmeler değildir. Kent Planı o şehrin insanlarının geleceğine yaptığı en büyük yatırımdır. Yap-Boz mantığı bugün lütuf gibi görünse de yarın birçok eksiğe sebep teşkil eder.
Kanunun takipçisi olup, yapılan kanunsuz işleri halka anlatmayı şiar edindiğini her yerde söyleyen sizin adınıza istenen kanuna karşı iş talepleri, üstelik de başında bulunduğunuz kurumu ciddi biçimde yıpratıyor.
Benden söylemesi...
Kalın sağlıcakla...