İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Mahalleler Birliği ile
“Koordinasyon ve Bilgi Paylaşımı Toplantısı” gerçekleştirdi. Yenikapı’daki
Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Sarıyer,
Beykoz, Pendik, Şişli, Eyüpsultan, Gaziosmanpaşa, Sultangazi, Üsküdar, Beyoğlu,
Kadıköy, Zeytinburnu, Başakşehir, Küçükçekmece ve Maltepe ilçelerinden toplam
56 mahallenin temsilcileri katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı İBB İmar ve Şehircilik
Daire Başkanı Gürkan Akgün yaptı. Akgün’ün ardından Deprem Risk Yönetimi
Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Dr. Tayfun Kahraman, katılımcılara detaylı
bir sunum gerçekleştirdi.
Temsilcilerden mahallelerinin imar sorunları ilgili
görüşlerini ve önerilerini alan İmamoğlu, “İstanbul’un en problemli alanını
konuşuyoruz şu anda. Bu alan, ne yazık ki, İstanbulluların hayatını da tehdit
eden bir alan. Sadece mülkiyet, sadece plan sorunu olsa, bunu zaman
yayabiliriz. Ama bir noktadan sonra, insanların can ve mal güvenliğini
ilgilendiren, depremle direkt ilişkili bir alan. Şu bir gerçek: 20 yıl, aslında
bir milat. Niye? 1999 depremi, hepimizi yataktan uyandırdı. Bir kendimize
geldik. Bu sürecin ne kadar önemli olduğunu hep beraber anladık bir gecede.
Değiştiyse; müteahhidin kafası değişti. Değiştiyse; mimarın, mühendisin,
plancının zihni değişti. Ama daha da önemlisi, vatandaşın da sürece bakışı
değişmeye başladı” dedi.
“Siyasal Süreç, İstediğimiz Olgunlukta Yürümedi”
“Burada siyasal süreç, istediğimiz, hissettiğimiz,
düşündüğümüz olgunlukta yürümedi” diyen İmamoğlu, “Ne yazık ki yürümedi. Keşke
yürüseydi, ellerimiz patlayacak kadar alkışlasaydık. İstanbul, kentsel dönüşüm
konusunda şöyle bir psikolojiye büründü: Birine kentsel dönüşüm, dediğimizde;
çok af edersiniz, mide kaldırmayacak duruma gelindi. Bildiğimiz bütün
süreçlerin sonunda, bir rehabilitasyon, bir dönem tanımlama ve hızlı hareket
etme konusunda kararlı bir yönetimiz. Bunu sağlamak adına hiçbir egomuz,
kibrimiz, konuya dair rezervimiz yok. Sizinle görüştüğümüz gibi, bu memleketin
her yöneticisiyle, her siyasi partisiyle, her kuruluyla, komisyonuyla
konuşuruz” şeklinde konuştu.
“Bu İşleri Şeffaflıkla Çözüme Kavuşturabilirsiniz”
Şu ana kadar 27 ilçe belediyesi ziyareti gerçekleştirdiğini
belirten İmamoğlu, “5 yıl belediye başkanlığı yaptığım ilçemde, beni 5 yıl
boyunca bir kez bile ziyaret etmemişlerdi. Alt yönetimden de gelen olmamıştı.
Ama 27 ilçeyi gezdim bu süreçte. İnşallah, 20-25 gün içerisinde 39 ilçeyi
tamamlayacağım. Bunu niye anlatıyorum? Herkesle konuşabiliriz. Çünkü, bu işin
çok net bir çözümü var: Kesinlikle, ortak masa kurmak. Ortak akılla, konuşarak,
uzlaşarak ve de günün sonunda şeffaflıkla bu işleri çözüme kavuşturabilirsiniz.
Bunun başka bir metodu yok. Bu iş, hepinizi memnun etmeyebilir. Bu, mümkün de
değildir. Desek ki, ‘Şurada 100 arkadaşımız var. 100’ünü de mutlu edeceğiz…’
Bu, insan doğasına aykırı. Ama prensipleriyle, karar alma noktasında, herkesin
ortalama taleplerini kanuna, hukuka uygun hale bir çözüm bulabiliriz”
ifadelerini kullandı.
“Yetkimiz Dahilindeki Her Konuda Ciddi Çaba İçinde Olacağız”
Türkiye’nin en büyük sorununun ortak akıl masası
kurma, uzlaşma ve bir araya gelme konusunda yaşandığını kaydeden İmamoğlu,
şunları söyledi:
“Ancak bunu aşmak adına, ciddi çaba içinde olacağız. Yetkimiz dahilindeki her
konuda da en etkin şekilde tavır almaya, hız almaya çaba göstereceğiz. Kamusal
anlamda birbirimizi mutlu edip, çözüm bulmak zorunluluğumuz var. Kendi ilçemde,
20-30 bin insana tapu dağıtmış bir belediye başkanıyım. Bunun keyfini yaşadım.
Tabii ki yetkimizde olan işler için konuşuyorum. Bu manada, çözümü bulmak, bu
anlamda yapabileceğimizin en iyisini yapabilmek prensibinden de uzaklaşmadan
hareket etmeliyiz. Bu süreci sizin kadar takip edeceğimden kuşku duymayın.
Benim uzun zamandır rüyayla işim olmuyordu çok az uyuduğumdan. Ama inanın son
birkaç aydır, habire deprem rüyası görüyorum. Veya insanların bu sıkıntılarını
görüyorum. Dolayısıyla bu beni bu kent adına en fazla tedirgin eden konudur.
Başka bir konuyu bu şehirde, bazen gündeme bile getirmek istemiyorum; ama ne
yazık ki gündemimizi çalan unsurlar da memleketimizde yok değil. Ama biz
ısrarla depremi, kentsel dönüşümü, tapu ve mülkiyet sorununu gündemimizde sıcak
tutacağız. Bundan emin olabilirsiniz.”