İnsanlığın ana yurdu olan Mu, günümüzde 25,000 yıl kadar önce uygarlığın beşiği olan bir ülkeydi. Yaklaşık 12.000 yıl önce Pasifiğin sularına gömülmüş olan bu büyük kıta, Albay James Churchward'ın hayat boyu süren araştırmalarıyla gündeme gelmiştir. Hint tapınaklarının mahzenlerinden Avustralya'ya, Sibirya'dan Güneş Denizleri'ne kadar pek çok ülkeyi gezen Churchward, 1868'de İngiliz Ordusu subayı olarak Hindistan'da görev yaparken bir tapınak rahibiyle yakın dost olmuş ve ondan yüzyıllardır tapınak mahzenlerinde yatan çok eski tabletlerin nasıl tercüme edileceğini öğrenmiştir. Bu tabletler bizim uygarlığımızdan önce, çok muazzam bir uygarlığın doğduğunu, geliştiğini ve yok olduğunu söylemektedir: Bu Mu kıtasıdır.
Churchward’a göre
Mu, yani Anakara kalabalık hale gelince ya da ülkenin büyük denizcilerinden hırslı ve girişimci bir grup yeni ve yerleşime açık ülkeler bulunca, kolonileşme de başlamış oldu. Mu’nun bu göçmen çocuklarına Mayalar denir. Anakaradan ayrılanlara hangi yöne giderlerse gitsinler Maya adı verilirdi. Kolonileşme, Mu batmadan en az 70 bin yıl önce başlamış olmalıdır, çünkü Doğudaki Naacal metinlerinde, Kutsal kardeşlerin Anakaranın dinini ve bilimlerini “en az 70 bin yıl önce” kolonilere taşıdıkları anlatılır. Bu kolonilerden birinin “35 milyonun üzerinde bir nüfusa sahip olduğu” da aktarılanlar arasındadır.
Mu kıtası ilk olarak 19. yüzyılda yaşamış yazar ve gezgin Augustus Le Plongeon tarafından Büyük Okyanus'ta yer aldığı ve 14 bin yıl önce batarak yok olduğu ileri sürülmüş, günümüzde bilim çevrelerinde sözdebilimsel bir iddia olduğu kabul gören efsanevi kıtadır. Le Plongen, kıtada Antik Mısır ve Mezoamerika toplumlarının atalarının yaşadığını iddia etmiştir. Kavram daha sonra, kıtanın bir zamanlar Pasifik Okyanusu'nda var olmuş olduğunu iddia etmiş James Churchward tarafından yeniden gündeme gelmiştir.
Mu efsanesi ilk olarak, Yukatan'daki Maya kalıntılarına yaptığı incelemelerden sonra, Augustus Le Plongeon'un eserlerinde ortaya çıkmıştır. Le Plongeon, Yucatán'daki Maya medeniyetinin Yunanistan ve Mısır'dakilerden daha eski olduğunu gösteren Maya yazıları bulduğunu ve yazıtta daha eski bir kıtanın hikayesinin anlattıldığını iddia etmiştir.
Le Plongeon, eski Mısır medeniyetinin, kıtanın batması yüzünden mülteci olmuş Kraliçe Moo tarafından kurulduğunu iddia etti. İddiasına göre diğer mülteciler Orta Amerika'ya kaçmış ve Maya uygarlığını yaratmışlardır.
Churchward, elli yıldan daha uzun bir süre önce Hindistan'da bir asker iken, üst düzey bir tapınak rahibinin ona uzun zamandır ölü sayılan ve Hindistan'da sadece iki kişinin okuyabildiği "Naga-Maya dilinde" yazılmış eski kil tabletlerini gösterdi. Dilin kendisinde ustalaştığını iddia etmiş Churchward, tabletlerde ilk insanın ortaya çıktığı yer olan Mu'dan bahsedildiğini ileri sürdü.
Churchward, 50.000 ile 12.000 yıl önce Mu'da gelişmiş olduğunu savunduğu Naacal halkının, “beyaz ırktan” oluşmasına ve günümüzdeki toplumlardan pek çok alanda üstün olmuş olmasına dair iddialarda bulundu. Yaklaşık 12.000 yıl önce yok oluşu sırasında Mu'nun, 64.000.000 kişilik bir nüfusa, birçok büyük şehre ve diğer kıtalarda kolonilere sahip olduğu ileri sürüldü.
Churchward Hint tabletlerinde okuduğu efsaneye göre, Mu'nun yeraltı volkanik gazlarının yayılmasıyla deniz seviyesinin üstüne çıktığını iddia etti ve Mu'nun bir dizi deprem ve volkanik patlamadan sonrasında neredeyse tek bir gecede tamamen yok edildiğini yazdı.
Churchward, Mu'nun Mısır, Yunanistan, Orta Amerika, Hindistan, Burma ve Paskalya Adası dahil büyük medeniyetlerinin ve özellikle antik megalitik mimarinin ortak kaynağı olduğunu iddia etti. İddiaları için kanıtlarını, kuş ve güneş sembollerinin bu kültürlerlerde ortak olduğu savına dayanmıştır. Churchward, Mu Kralı'nın Ra olarak adlandırıldığını ve bunu Mısır'ın güneş tanrısı Ra ve Rapa Nui dilindeki Güneş için kullanılan “ra'a” kelimesi ile bağlantısı olduğunu iddia etmiştir, Güneş sembollerini Mısır, Babil, Peru ve eski ülkelerde bulunan, evrensel bir sembol olduğunu öne sürmüştür.
Churchward, Polinezya'daki bütün megalitik sanatı Mu halkına bağladı. Paskalya adasının dev moai heykellerinin tepesindeki taş şapkaları (pukao), Mu kıtasının güneş sembollerinin "Polinezya taşlarındaki tasviri'' olduğunu iddia etti.
Heykellerin dayandığı platformlar, Churchward tarafından diğer bölgelerdeki tapınak ve saray inşası için bırakılmış gönderilmeyi bekleyen taştan yapılar olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, bu kayıp uygarlığın el işlerinin bir örneği olarak Yeni Zelanda Māorileri tarafından dikilmiş direklerden de bahseder. Churchward’in görüşüne göre günümüzdeki Polinezyalılar, bu çalışmalardan sorumlu kayıp Mu uygarlığı yerlilerinin soyundan değil, felaketten kurtulmuş ve dünyadaki “ilk yamyamlık ve vahşiliği” benimsemiş halkların soyundan gelmektedirler.