Haber: Vural Dağtekin
Türkiye sigorta sektörü pandemiye rağmen 2020 yılının ilk 7 ayında da büyümesini sürdürdü. Türkiye Sigorta Birliği (TSB), 2020 Ocak-Temmuz ayı verilerini açıkladı. Buna göre 7 aylık dönemde sigorta şirketlerinin ürettiği toplam prim 47.3 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu üretimle geçen senenin aynı dönemine oranla sigorta pazarı yüzde 23.7 büyüdü.
Bu yılın 7 aylık döneminde oto sigortaları hariç hemen hemen tüm branşlarda prim üretimi arttı ve büyüme de o oranda artış gösterdi.
Hayat dışı sigorta branşları geçen yılın 7 ayıyla mukayese edildiğinde yüzde 16.5 büyürken, hayat sigortalarında ise yüzde 67.3 gibi rekor büyüme gerçekleşti. Enflasyonla mukayese edildiğinde ise bu yılın ocak-temmuz döneminde hayat dışı branşlar reel olarak yüzde 4.3 büyürken, hayat sigortalarında reel büyüme ise yüzde 49.7 oldu.
Yani virüsün etkisi ile insanlar ya sağlıklarını ya hayatlarını sigortaladı. Bunda yaşarken oluşacak sorunları aşma endişesi kadar, ölümleri halinde ailelerine bir katkı sunma isteğinin de ağır bastığı görülüyor.
Peki insanımızın sigortaya genel olarak bakışı nasıl? Sigorta sektörü halk arasında hak ettiği değeri gerçekten buluyor mu? Bu soruları ve sigortacılık hakkında genel durumunu Kartal’da faaliyet gösteren semra tuncer ile konuştuk.
İşte CSG Kartal Şube Müdürü Tuncer’in sigorta konusundaki düşünceleri…
Herkese bir sigorta gerek
“Önceliğimiz sigortanın gerekli olduğunu insanlara özümsetmektir. Bu sebeple CSG Sigortanın sloganı da ‘Herkese bir sigorta gerek’. 2018 yılında kurulan CSG Sigorta Aracılık Hizmetleri yenilikçi hizmet anlayışı ve profesyonel altyapısı ile her türlü sigorta alanında çözümcü yaklaşımlar sunuyor. Biz de 21 Sigorta şirketinin aracılığını yürüten CSG’nin güçlü yapısı ile alternatifli sigortaları müşterilerimize sunmayı amaçlıyoruz.
Sigorta sadece DASK veya Trafik’ten ibaret değil!
Bizim amacımız insanların sigorta anlayışını kırmaktır. Sadece zorunlu olan DASK ve trafik sigortasından ibaret bir sektör değiliz. Hayatın her alanında gerekliliktir. Başımıza gelecek her türlü riski kaldırıp, yaşanacak kayıpları da telafi edebilmenin yoludur. İşte bunu insanlarımızın anlaması gerekiyor.
Bugün tüm dünyayı etkisi altına alan Covid19, birçoğumuzun maddi manevi yıkım yaşamasına sebep oldu. İnsanlar kadar ülkeler de aynı süreci ağır koşullar altında atlatmaya çabalıyor. İşyerleri kapandı. İşsizlik arttı. Gelecek kaygısı zirve yaptı. Bununla birlikte gelirler çok azaldı. Yani insanlığın her şeyi yaşayabileceği bir risk seviyesi ortaya çıktı.
Sigorta geleceğimizin teminatıdır!
Tüm bu olanlara bakınca, yıllardır var olan fakat birçoğumuzun ihmal ettiği, bir kısmımızın da bilmediği, geleceğimizin tedbir anahtarı sigortanın önemi daha da net biçimde ortaya çıktı. Ne oldu bu süreçte? Nasıl yıkımlar yaşadık? Hiçbirimiz buna hazırlıklı değildik! Aklımızdan dahi geçmeyenler, başımıza gelmedi mi? İşte sigorta gerekliliği tam da budur! Aklımızdan dahi geçmeyecek konuları düşünen, bu risklere karşı bizleri korumaya alan, kısacası geleceğimizi teminat altında tutan bir alandır.
Fakat geçmişte yaşananlara da bakmamız gerekiyor. Aslında hepimiz bir zincirin halkalarıyız. Yani birbirimize bağlıyız. Bakınız şunlar hep söylenir. İş kazası olunca fıtrat, afet olunca kader der geçeriz. Yani takdir-i ilahi anlayışımız vardır. Ancak, toplumumuzca bilinen ve çok da sevilen bir söz de vardır. “Tedbir bizden, takdir Allah’tan!” Tüm tedbirimizi almadan, takdiri sebebi ile Allah’ın bize yazdığı kader diye olayların sonuçlarını yorumlamak günümüz insanının işi değildir. Olmamalıdır.
Sigorta yaptırmak, başımıza gelebilecek tüm riskleri ortadan kaldırmak, olası durumlarda yaşanan kayıpları telafi etmek anlamına gelir. Düşünün… Yıllarca, türlü zorluklar ile ilmek ilmek dokuyup sağlamlaştırdığınız hayatınızın tüm gelecek garantileri yangın, deprem, sel, su baskını, kazalar gibi faktörler ile bir anda elimizden kayıp gidiyor. Bu gibi durumlar sonrası ölüm garanti değildir. Ancak, sigortamız yoksa olay sonrası maddi yıkım garantidir. Sağlıklı bir insanın sigortası varsa hastalıklara karşı hazırlıklıdır. O hastalıktan kurtulacağına dair bir garanti veremeyiz ama hastalığın tedavisi süresince geleceği için yaptığı birikimlerini harcamak zorunda kalmayacağı açıktır.
İşte tam da bu sebepler ile gerek mal varlıklarımızı gerek sağlığımızı sigorta teminatı altına almalıyız.
Sigorta kötü gün dostudur!
İhtiyaç anında bugün aldığımız tedbir, yarınlarımızda doğabilecek, maddi manevi riskleri minimuma indirebilecek yegâne araçtır.
Sigorta konusunda duyarsız olanlara şunu söylüyorum. “Yaa ne gerek var?” sözünün pişmanlıkla son bulduğu, sonunda “Keşke sigorta yaptırsaydım” ifadesi ile son bulan, önemi sonunda anlaşılan bir kurumdur.
Bir insan 45 milyon dolar!
Bakın insan vücudunu ele alalım. Vücudumuzdaki tüm organların toplam değeri, 45 milyon dolardır. Söylemesi kolay ama bizim paramız ile yaklaşık 350 milyon Türk Lirasıdır. 150 bin TL’lik arabasının kaskosunu ihmal etmeyen, zorunlu trafik sigortasını yapan insanımız, kendisi için çok gerekli olan sağlık ve hayat sigortalarının önemini mutlaka kavramalıdır. Ancak bu sayede toplumumuzda sağlık sorunları sonrası yaşanan ekonomik sorunları aşabiliriz.
Yerimiz Kartal’da… Doğal olarak önceliğimiz Kartallıların sigortalı bireyler olmasını sağlamak. Çünkü Kartal bizim ailemiz… İlçemizde sigorta ihtiyacı duyan herkesin arayıp, bizden bilgi alarak bu işlemi tamamlamalarını özellikle belirtmek isterim. Çünkü sigorta bizim işimiz.”
Semra Tuncer
Semra Tuncer Erzincanlı bir alenin kızı. Uludağ Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. 10 yıla yakın bankacılık, 5 yıl süre ile de işletmecilik yaptı. Bankacılıktan geldiği için yabancı olmadığı sigortacılık sektörüne CSG Sigorta Kartal Acentesi olarak giriş yaptı. Sektörünü bilgi, tecrübe ve farkındalık isteyen bir sektör olduğunu düşünüyor. Amacının insanlara her konuda sigortanın bir gereklilik olduğunu aktarmak olduğunu düşünüyor.