1909 da kolağası yani bu günkü ifadesiyle üsteğmen rütbesiyle orada istihbarat subayı olarak görev yaptı.
Asıl maksadı o toprakların düşman askerine karşı kendisini koruyabilme yeteneğini geliştirmekti.
Oradaki görevi tamamlandıktan iki yıl sonra, İtalyanlar, Afrika’yı ele geçirmek üzere 1911 tarihinde ansızın Trablus’a asker çıkardılar.
Orada pek az kuvvetimiz vardı.
Donanmamız zayıf olduğu için denizden, Mısır İngiliz işgali altında olduğu için de karadan asker gönderilemiyordu.
Atatürk, Mısır yoluyla Trablus’a geçti.
Emrine aldığı kuvvetlerle ilk defa Tobruk’a taarruz etti.
İtalyanları durdurttu, sonra da Derne Komutanlığını üstüne aldı.
Bu komutanlıkta Atatürk'ün askerlik sanat değeri, oraya gitmiş olanların dikkatini çekti.
Temkinli ve hesaplıydı.
Duruma göre ne yapmak doğruysa, o her türlü gösterişçiliği feda ederdi.
Kısacası, Trablus ülkemiz için Akdeniz' de hayati önem taşıyor.
Oranın ülkemize muhalif kuvvetlerin eline geçmesi ve yine yeterli donanma kuvvetimizin olmaması ülkemiz için stratejik açıdan önemli bir risk oluşturur.
Ülke menfaatleri söz konusu olduğunda her birlikte olmalıyız.