Rusya Ukrayna savaşı, İsrail Gazze kuşatması, enflasyonun vatandaşın belini bükmesi ve gelecek yerel seçimler. Emeklilerin maaşı, kadro isteyen öğretmenler, mühendisler, önüne geçilemeyen kira artışları ve kiracıların mücadelesi. Ülkemizde gündem mi yok?
Geçtiğimiz yıl da biz bunları dert edinmiş, hemen her gün bunları konuşup "vatandaşın derdi seçim değil, cebi" demiştik. Muhalefet sık sık; bu kez hükümetin işi zor, tencerenin kaynamadığı yerde kimse kalmaz demişti. Sonuç; AK Parti yine ipi göğüsleyen taraf oldu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise daha seçim gecesi, yerel seçimlerin hazırlığına başlıyoruz, dedi. Şimdi dertler aynı, seçim farklı. Bu kez yerel yöneticileri seçeceğiz. Belediye başkanlarını, mahalle muhtarlarını ve meclis üyelerini.
Belediye başkanları için her partide hummalı bir çalışma var. Aday belirlemek kolay iş değil. İlçede bilinmesi, sevilmesi, sayılması veya yepyeni bir isim, farklı bir imaj gibi gerekçeler lazım.
Adayların belirlenmesi bir yana bir de onların mecliste karar almalarını sağlayacak, işlerini kolaylaştıracak, gerektiğinde teknik bilgisine gerektiğinde vatandaşlarla iletişim kurmasında yanında yer alması gereken meclis üyeleri var. Peki onlar hangi kriterlere göre belirleniyor?
Meclis üyesi deyip geçmeyin. Az da olsa siyasetle ilgilenen varsa bilir ki; meclis çoğunluğunu elde edemeyen belediye başkanı “topal ördeğe” benzer. İlçenin kaderini değiştirecek kararlar, imar planları, vergi zamları, sokak isimleri ve daha pek çok şey o meclis üyelerinin oyları ile belirleniyor. Yani bir ilçede belediye başkanını belirlerken, gözü kapalı meclis üyelerini de oylamak ne kadar akıllıca düşünün.
Her aday kendi çalışabileceği isimleri seçmek ister. Peki bu isimler belediye başkanının memuru gibi çalışırsa; vatandaşı, kenti kim temsil edecek?
Kendi mahallesini bilen, tanınan, iletişim kurmada becerikli olan, vatandaşın güvendiği isimlerle yol yürümek her yiğidin harcı değildir. Çünkü bu tarife uyan kişiler; mahallesindeki komşusunu dinler, hangi sokağa asfalt dökülmesi gerektiğini, hangi parkın bakımsız olduğunu, bir arsa satışı yapılacaksa bunun belediyeye ne kadar getirisi olduğunu ve pek çok şeyi öğrenir, meclis kürsüsünden dile getirir. Muhalif değilse; belediye yönetimine iletir. Gereği yapılmazsa da vatandaşa duyduğu saygıdan açık açık çıkar meclis kürsüsünden kamuoyuna bilgilendirme yapar. Gereksiz kibre kapılmaz, cenazelere bile fotoğraf çektirmek için gitmez, gösterişi değil, alçak gönüllüğü seçer ki doğru olanı da budur.
Böyle meclis üyelerinin çoğunluğu hem belediye başkanının işini kolaylaştırır hem güvenilir olmayı sağlar. Belediye ve belediye yönetimi önce kendi içinde denetlenir. Hangi proje ne aşamada, bütçe nasıl kullanılıyor, vatandaşın beklentileri nelerdir? Meclis kürsülerinde daha çok mahallelerden, vatandaştan bahsedilir.
İktidar veya muhalefet fark etmez, vatandaşın derdini savunan meclis üyesi parlar. Reklama bile gerek olmadan kendi kendini gösterir, tanıtır. İşte bu da belediye başkan adaylarını korkutur. Çünkü bilirler ki; kendilerinden daha çok çalışan, halkın içinde olan, muhalefetse parayla pulla kandırılamayan, iktidarsa hem partisinin, partililerinin hem vatandaşın yüz akı olabilecek bu kişilerden korkulur.
Aslında başarılı meclis, başarılı isimler, başarılı belediye başkanı demek olur. Ancak “iktidar” öyle bir şeydir ki daha adayken bile güç zehirlenmesine kapılan bu nedenle de alabileceği seçimi bile kaptıran siyasetçilerin sayısı bir hayli fazladır.
Kendine güvenen aday, meclisinin itibarını da düşünmelidir. Akıllı, kentini tanıyan, bilgili yanı sırada ve en önemlilerinden iletişim kurmayı becerebilen meclis üyelerine ihtiyaç var. Herkes kürsülerden bülbül gibi şakısın demiyorum ama daha iki laf bile edemeyen, yalnızca el kaldırıp indiren, belediye programlarında başkanın yanında poz veren bütün bunları da “çalışmak” zanneden insanları artık meclis koltuklarında görmeyelim.
Dediğim gibi aday belirlemek kolay değil. Zaten partilerin işi. Ama adayın kalitesi, ilçeye katacak olan değeri en önemlisi de itibarlı bir kişi olup olmadığını seçtiği meclis üyelerinden anlayabiliriz. Elbette yalnızca adayın dediği olmaz meclis üyesi seçimlerinde ancak dik durabilen aday, ne yapar eder sağlam bir meclis için gerekli çabayı gösterir. İşte o çabayı gösterene güvenelim. Kendine güvenen, kompleksi olmayan, çalışmayı seven ve şeffaf olacak aday o’dur.
Çok doğru tesbitler ve önerileriniz var. Kutluyorum. Sadece Halk'aiyi bir hizmet sunmak istiyorum, doğruya doğru, eğriye eğri demek için yola çıkıyorum diyenlerin ortaya çıkmasını umuyorum.