Cumhuriyet Halk Partisi Kartal’da Kadın Kolları Olağan
Kongresi dün yapıldı. Kongre sürecinde birçok isim aday olduğunu açıklasa da
seçime üç isim katıldı. Buraya kadar aslında her şey oldukça normal görünüyor.
Ama işin aslı öyle değildi. Kongrenin başlangıcından itibaren bir şeylerin ters
gittiği, Kartal tarihinde daha önce hiç yaşanmamış bir “CHP Kartal Kadın
Kolları Kongresi’ne” dönüşmesinden de ortaya çıktı.
Peki, perde arkasında neler oldu?
Seçime birçok isim katılmak için talip oldu, ancak üç iddialı
isim yarıştı. Diğer isimler de iddiasız veya hedefsiz olduklarından değil,
kıramadıkları partililerinden, bazıları daha az tanınırlıklarından, bazıları da
“bölünmek yerine bütün olmayı” tercih ettiklerinden çekildi. Bunlar tercihtir.
Hatta kimseyi kırmadan, ötekileştirmeden fedakârlıktır. İlçe başkanlığı seçimlerinde olduğu gibi
büyük iddialar ile ortaya çıkıp son anda dönmemek, size inananları yalnız
bırakmamaktır. Güzeldir böyle şeyler, kadınlar toplumsal bütünlük için de
kendinden vermeyi bilir.
Ama asıl konu bu değil.
Seçimin yeri tepki aldı, kadın kolları buradan gol yedi!
Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde yapılan seçimde,
organizasyon hatası kadınları mağdur etti. 12:00’da başlayan kongrede oy
kullanma sırasında, sıraya girmeyen kadınlar, sahneye doluşunca sık sık “sahne
çökecek” anonsları yapıldı. Yaşanan karmaşa önlenmeye çalışıldı. Ancak balık
baştan koktu. Düzen sağlanamadı, yaşlı, hamile, hasta ve çocuklu kadınlar
demokrasi adına geldikleri salonda saatlerce bekledi!
Sahneye kurulan sandık sayısı yeterli değildi. Organizasyonda görev alan partililer de özellikle gençler çok yoruldu ve yıprandı. Sandık görevlileri spot ışıkları ile iki kat daha fazla yoruldu! 17:00’da bitecek olan oy kullanma işlemi, 18:00’a kadar uzatıldı. Sıraya giren kadınlar bir saat daha sırf oy kullanabilmek adına ayaklarına kara sular inene kadar bekledi! Neden mi oturmadılar? Çünkü sinirler iyice gerilmişti! Oturup sıranın ilerlemesini bekleyenler kendi yerlerine geçmeye kalkınca arkadan sesler yükseliyor; “Biz de bekliyoruz, araya girmeyin” deniliyordu. Merdivenden çıkamayan yaşlı teyzelere gençler refakat ediyor, hem isyanları dinliyor hem onları yatıştırmaya çalışıyorlardı. Yani ilk kez kadınları bu kadar isyan ederken gördüm. Daha sırf tepki olsun diye terk edip gidenleri de hesaba katmıyorum! Oy kullanıp sandık görevlilerine konuşanları, divan başkanına ve üyelerine sitem edenleri yazmıyorum bile. Yine de birçoğu “Sırf söz verdik diye geldim. Yoksa böyle bir rezilliği çekmezdim” dedi.
Söz verdikleri için geldiler! Saatlerce bekleyip oy
kullandılar.
Seçim de, oy kullanan kadınlar kadar şeffaf mıydı?
Türlü türlü dedikodular, iddialar ortaya atıldı. Adaylar da
isyan etti!
Kadınların birçoğu ise ilk kez böyle bir manzara ile
karşılaştıkları için şaşkındı!
Seçimin öncesinde neler yaşandı? Adaylar neler ile anıldı?
Bunlar da bir daha ki yazımda…