Dün yazdığım Kartal’ı almaya ADAY olacak KİMler? başlıklı yazımın okunma sayısı karşısında şaşkınlığa uğradım. İlçede belediye başkan adayları konusunda bu kadar insanın merak içinde olduğunu ben bile fark etmemişim. Açıkçası siyasetin ve syasete yakın çevrelerin nerede ise tek gündemi bu imiş.
Hem yazının okunma sayısı, hem aldığım mesajlar ve telefonlar bunu gösteriyor.
Gerçekçi olalım!
Bir önceki seçimde rakibine 15.000 civarında oy farkı atmış. Son seçimde ise AK Parti’yi kendi oyları ile geride bırakmış bir CHP Belediyesi değişir mi?
Aslında bu sorunun yanıtı direkt olarak hayır olur.
Ancak CHP’deki iç çekişmeler, yine belediye yönetimi ve partililer arasında yaşanan ilçe başkanlığı seçimleri sırasındaki gelişmeler bir oy kaybı yaşanmasına vesile olabilir.
Malumunuz 2014 yılı seçimlerinde de o dönemin Belediye Başkanı Altınok Öz ile partilileri arasında ciddi sorunlar yaşanmış, seçim AK Parti ile nerede ise kılpayı denecek biçimde sonuçlanmıştı.
Peki bugün o durumda mıyız?
Başta gerçekçi olalım demiştim.
Şu an o günden de vahim bir durum var.
Aynen Mehmet Ali Büklü’nün 1994 yılı seçimlerinde yaşadığı aday yapılmama süreci ve başka partilerin güçlü adaylarla girerek seçimde aslında “kaybetmesi mümkün değil” denilen döneme benzer bir durum yaşanıyor.
Partinin üst düzey isimleri, delege ağaları ve aday adayları bir ağızdan Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’e karşı tavır açıklıyor. İlçe kongresinde kaybetmelerine rağmen geri adım atmıyor ve gerginliği daha da tırmandıracaklarının sinyallerini bir bir veriyorlar.
CHP Genel Merkezi’nin içinde bulunduğu kaos, İstanbul İl Başkanlığı için tepelerde yaşanan karmaşa, Kartal’ın derlenip toparlanmasına da fırsat vermiyor.
Peki İstanbul İl Başkanı ve hatta Genel Başkan belirlendikten sonra süreç Kartal lehine değişir mi?
O da zor! Çünkü bu sırada saflar iyice sıklaşacak, aday adayları iyice kamplaşacak.
Son ilçe seçimi bize gösterdi ki partinin eski(meyen) isimleri sürece bir şekilde müdahil olacak. Kavgalar ise geçmiştekinden daha şiddetli olacak.
Bırakalım Belediye Başkan Aday Adaylığı meselesini…
Belediye Meclis Üyelikleri için de ciddi bir savaş verileceği görülüyor. Geçtiğimiz seçimde yok İYİ Parti yok HDP diyerek denge kurmaya çalışanlar, şimdi varsa yoksa önce bizim isimlerimiz diyor.
Kendini Ulusalcı, Atatürkçü, Kemalist diye niteleyen isimler de rahatsızlar… Bu defa meclis üyeliklerine bakar öyle oy veririz diyorlar.
Belediye Başkanı Erzincanlı, Meclis Başkanvekili Erzincanlı, aday adaylarının çoğu Erzincanlı eleştirileri de cabası…
Belediye için Tunceli, Sivas, Erzincan (TSE) yakıştırmaları herkesin malumu…
Tabii ki memleketler için benim sözüm yok. Birçoğu tanıdığım, arkadaşım ve hatta dostum olan bu kişilerin yaşanan kafa karışıklığını anlaması için dile getiriyorum. Lütfen şahsımı kısır memleket tartışmalarına da sürüklemeyin.
Ayrıca handikaplar da çok…
Altınok Öz döneminde başlanan Ceviz Meydanı projesinin donatılarının yapılmayacak olması, Uğur Mumcu Meydanı’nda kazılan alanın doldurulup projenin bir anlamda kapatılması, Öğrenci yurdunun bir türlü açılamaması, bırakın mahalleleri merkezde bile birçok konunun sonuçlanmaması gibi sorunları AK parti tabii ki radarına almış. Aday adaylarının söylemlerine dahi yansıyan bu konularda nasıl mesafe alınacak o da başka bir mesele gibi duruyor…
Yine belediyede bazı çalışanların son ilçe kongresi sırasında aldığı tavır da gösteriyor ki herkes politize olmuş. Yani herkes siyaset yapıyor. Oysa Altınok Öz döneminde danışmanlar ve başkan yardımcıları dışında siyasete müdahil olan insan sayısı çok daha azdı. Bunun sebebi nedir? İnsanlar nasıl ikna edilir buna çözüm bulunur mu? Bilinmez.
Gerçi ilçe kongresi sırasında yapılan işe alımlar bile bu siyasete ilgi konusunu ciddi şekilde arttırıyor. Yani partide aktif olan, delege olan bir şekilde bu işten kazanım sağlıyorsa, belediyede siyaset bitmez. Bitirilemez.
Tüm bu yaşananlar, karmaşa ve başkaca sebeplere rağmen belediye başkan adaylığında en güçlü isim tartışmasız Gökhan Yüksel’dir.
Aday adaylarının hareket alanları, aynı zamanda partilerine zarar verecek konular olduğu için işleri zor görünüyor. İşte tam da bu sebeple kavganın sertleşmesi daha da mümkün...
Peki bir sürpriz yaşanır mı?
Bence zor…
Ancak siyaset bu!
Mehmet Ali Büklü’yü en kudretli olduğu dönemde alaşağı eden ve bunu ilçe belediyesini kaptırma pahasına yapan siyaset, bugün de yapabilir.
Sahne aynı, roller başka…
Al 1994 dinamiklerini koy 2024’e işte aynı kaos…
Tuhaf ki o günün aktörlerinin bazıları da hala sahada…
Her şeyden önemlisi!
Dejavu mu? Yoksa tekerrür mü? Ama tüm dinamikler 1994 Kartal'ına benziyor.
2024 CHP’si Kartal’da 1994 şokuna hazır mı?
Bekleyip göreceğiz!
Kalın sağlıcakla…