Malumunuz Kartal'da 2008 yılından bu yana, şu an okumakta olduğunuz KENT34 ile yayıncılık yapmaktayım.
Öncesinde ta 1987 yılından başlayıp, 2007'ye kadar TRT, TGRT,KANAL6,Sabah-ATV gibi önemli medya kuruluşlarında haber merkezlerinde, önemli programlarda editörlük, yönetmenlik ve müdür yardımcılığı yapmış bir basın emekçisiyim. Gazeteciliği meslek, yazmayı ve anlatmayı kısacası toplumu aydınlatmayı ise görev bilmiş bir birey olarak mücadelemi veriyorum.
Ulusal basında çok uzak olduğum yerel siyaseti, Kartal'daki gazetecilik yolculuğumda hem yakından tanıdım hem anladım.
Genelde siyaset yapmanın ilk kademesi olan partilerin delegelik yarışında başlayan ekipleşmeler, Kurultaylara yani Genel Kurul Salonlarına kadar devam ediyor. Oraya kadar bir ve beraber yürümeyi, birleşerek çoğalmayı, ortak ilkelere dayalı yapılar kurmayı başaranlar, o salonlardan da güçlü ayrılıyorlar.
Peki yıllardır gazetecilik yaptığım Kartal'da, siyasi partiler neden il ve genel merkezlerde, hatta en önemlisi milletvekilliği listelerinde aday bulamıyorlar? Neden geçmişte CHP, ANAP, Refah Partisi gibi siyasetin kulvarlarına il başkanı, genel başkan yardımcısı, milletvekili, hatta bakan sokmayı başaran, zaman zaman parti içinde 2 farklı cephede 2 güçlü isimle yarışabilen Kartal şimdilerde neden bu kadar pasif kalıyor?
Çok düşünmek gerekmiyor.
Sebep belli...
Sonuç ortada...
Mesela CHP'yi ele alalım.
Belediye Başkanı Ekonomi alanında tahsil görmüş. İş idaresinde tecrübeli. Genç. Siyasette olması gereken kademeleri belki biraz hızlı geçmiş ve o makama oturmayı başarmış.
İlçe Başkanı Matematikçi... Önemli okullarda eğitim görmüş. O da genç ve ekonomik olarak bağımsızlığını elde etmiş. Üstelik siyaseti menfaat temelli yapmıyor.
Son aylarda bu iki isim yani Gökhan Yüksel ve Süleyman Uzunok arasında ayrışma ve uzlaşmazlık varmış algısı, siyaset pazarında alıcı buluyor.
Üstelik alıcıların tamamı CHP'nin ilçedeki aktif isimlerinden oluşuyor.
Lakin bu kavga ortamını örgütleyen, pazarlayan ve sunan kişilerin nerede ise tamamı siyaseti yıllardır bu minvalde yapıyor.
Bakıyorsunuz geçmişte Belediye Başkanı Altınok Öz ile CHP İlçe Başkanları arasında zaman zaman yaşanan gerginliklerde taraf olanlar bugün diğer tarafta... Çok azı hariç tablo bu!
Yani o gün "ilçeci" diye anılanlar bugün "belediyeci"...
O gün "belediyeci" diye anılanlar bugün "ilçeci"...
Ne değişti?
Sadece başkanların adı... Yani isimler... Fakat o makamlarda oturanların adına siyaseti örgütleyenler ya da ögütlemeye çalışanlar aslında kavgayı örgütlemeye devam ediyorlar.
Sonra sokaktaki sade vatandaşın gözünde bile "Bunlar kör dövüşü yapıyor" algısı yaratılırken, seçimi kazanırken birbirine acımasızca yüklenenler diğer taraftan destek istiyor. Altınok Öz'ün 2014'te nerede ise belediye başkanlığını kaybetmesine varabilecek kadar çılgınlaşabilen bu eğilimdekiler, sonra gözlerini daha yukarıdaki koltuklara dikiyorlar. İlde hatta genel merkezde güç arayışına giriyorlar.
Acaba hiç düşünmüyorlar mı?
Kendi ilçesinde birliği, gücü sağlamayana, ne ilde ne genel merkezde söz sahibi olma hakkı tanınmayacağını anlamıyorlar mı? Anlamak istemiyorlar mı?
Bakın İBB'yi kazanan CHP'nin Kartal'dan Büyükşehir'e yollayabildiği müdür, daire başkanı ve benzeri üst düzey yetkili isim sayısı 2 elin parmaklarının sayısını geçmedi. İnanın onların da tamamı kendi ilişkileri ve çabaları ile oldu. Bu mantıkla Kartal'ın ne siyasette ne siyaset ile elde edilen kurumlarda söz sahibi olması mümkün mü? Bence çok zor!
Birine yakın olacağıma hepsine uzak olurum deyip arkasını dönen parti yetkililerine de hak vermek lazım! Neden kavganın tarafı olsunlar. Arkada kalıp kendisine oy sağlayacak parçalı yapıdan bu kadar faydalanırken, neden birleşme istesinler ki?
Sonuçta yazan, anlatan, yorumlayan, tespit edenler yani gazeteciler kötü, bir onlar iyi oluyor? Acaba dönüp aynaya bakmıyorlar mı? Bakamıyorlar mı? İnanın çözemiyorum.
Üstelik Kartal'dan çok genç isimler siyasette bu kadar söz sahibi olmuşken, sahnede aynı oyunun sergilenmesi ciddi ciddi o şarkıyı akla getiriyor.
"Sahne aynı roller başka
Yabancı gibiyiz ayrı yollarda
Yaşıyorsun kendi havanda
Oysa biz yine baş başa"
Şarkıdaki gibi kavga tamam da sonra yine başbaşa ve her şeyden uzakta kalıyorsunuz! Neden anlamıyorsunuz?
Önümüzdeki süreçte CHP'de yaşananları daha sık paylaşacağım.
Umarım aydınlanmaya katkı sunabilirim.
Kalın sağlıcakla...
Çok tşkler vural kardesim o kadar güzel anlattınızkı ekleyecek çok şey var ama konu uzar gider bir ilcede örgütten sorumlu birim ne yaptığını bilmezse orgütün anlamıni bilmezse sonuç ortada 20 ÿıla yakın millét vekilimiz yok yanı partiyi yukarı taşıyacak sorumlular yok Düşünün kartal ımam hatip lisesini bitirenler chp den daha çoķ taniniyorlar ve türkıyenin önemli yeŕlerinde önemli makamlarında görev alıyorlar neden acaba bunu hiç araştırdılarmı örgüt böyle çalışır kendi üyelerine sahip çılar Chp nin en büyük yapısi sahiplenememek bu da partiyi zayıflatır olduğu yerde sayar durur üzgünü bu algi bu zihniyet mutlaka değiştirlmeli koltuk sevdası yerini vatan sevdasina ülke sevdasına bırakırsa o zaman güzel işler başlar Hoşça kalın sevgilerimle