Bugün Atalar Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nin davetlisi olarak İnsan haklarını anlattık. Gazze'de yaşanan hak ihlallerini, hatta soykırımı ve katliamları gençlere anlatmaya, eskilerin tabiri ile belletmeye çalıştık.
Tabii ki orada yaşananlar bizleri de ilgilendirdiği için yaptık bunu...
Yarın o yaşanılanların benzeri ülkemize de yapılabilir diye endişelendiğimizden değil milliyeti, dini, dili farklı da olsa insanlar acı çekiyor diye aktardık düşüncelerimizi...
Önce insan olduğumuz için sessiz kalmamalıyız diyerek gençlere de bakış açımızı sunduk.
Muvaffak olduk mu? Umarım bir nebze de olsa bilinç aşılamışızdır.
Zaman gösterir ancak üzerimize düşeni yapmış olmanın huzuru ile ayrıldık oradan.
* * *
Peki söylemlerimizde hepimiz matemdeyken, eylemde ne kadar üzüntülüyüz?
Malumunuz milletimizin töresinde, örf ve adetlerinde komşuda matem varsa evde eğlenmek bile ayıptır.
Komşu aç iken tok yatmanın zül olduğunun vurgulandığı bir dinin mensupları, komşu siftah etmemişse satış yapmaya devam etmenin ayıp karşılandığı bir toplumun evlatları olarak, hemen yakınımızda insanlık katledilirken toplumun önemli isimlerinin eğlenmelerini bir yana bıraktım, bunları sosyal medya hesaplarından paylaşmalarını yadırgadığımı da eklemeden geçmek istemiyorum.
Kültür Kardeşliği Platformu üyesi dernek başkanları, eşleri ile birlikte Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın davetlisi olarak Dadaş diyarına gitmişler.
Kartal sosyal hayatının tanınan ismi Elazığlılar Kültür ve Yardımlaşma Derneği ile Kültür Kardeşliği Platformu Başkanlığını yürüten Sayın Ömer İçmeli, AK Parti Kartal Belediye Başkan Aday Adayları Sayın Zeki Karaismailoğlu, Sayın Kenan Albayrak ve diğer dernek başkanları eşleri ile birlikte Palandöken ve Erzurum'da neşeli birkaç gün geçirmişler.
Ne var ki bunda?
Aslında gerçekten bir şey yok.
Lakin ülkemiz Filistin ve Gazze diyerek üzülüp, TV başında gözyaşı dökerken, kadınlar, çocuklar ve hatta kundaktaki bebekler katlediliyor diye tüm dünya meydanlarında insanlar bu zulmü protesto ederken, yaklaşan seçimler öncesi bir başka kentin belediye başkanının daveti ile gelen ballı geziye icabet ederek felekten birkaç gün çalmayı değil, bu ortamda o seyahatten toplantılar hariç, gezi fotoğraflarını paylaşmayı hiç doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.
Aslında bu ortamda o geziye gitmeniz doğru değilken, üstüne bir de o kayak vs. kareleri paylaşmanız ciddi bir gaf oldu arkadaşlar...
Keşke başka zaman gitseydiniz.
Hadi gittiniz Gazze'ye tüm insanlık ağlarken, o kareleri sunmasaydınız.
Biz bilmeseydik, fotoğraflar olmasa bilmezden gelseydik de Kültür Kardeşliği tanımının altını böyle bir eleştiri ile doldurmasaydık.
İnanıyorum ki niyet asla o değil ama akıbet bu düşünceleri doğurdu.
Her fırsatta Osmanlı Bakiyesi diyerek sarıldığımız Filistin için bizler düşüncelerimizi, üzüntülerimizi paylaşırken, toplumun önde gelen isimlerinden de aynı hassasiyeti ve öncülüğü bekliyoruz. Bence beklemek de en doğal hakkımız.
Her dönem vicdanı ve ahlakı ile toplumlara örnek olmuş köklerden gelen Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı da bunu gerektirir diye düşünüyorum.
Teşbihte hata olmaz diye bir Temel Fıkrasını anlayışınıza sığınarak paylaşıyorum.
Temel yargılanmış.
Suçunun ağırlığı nedeniyle idam cezasına çarptırılmış.
Hakim son sözlerini söylemesini istemiş.
Temel, "Bu da bana ders olsun!" demiş.
Niyetim kimseyi kırmak, üzmek değil, söylem ve eylemin denk olması gerekliliğini vurgulamaktır.
Eğer dilde yaşadığınız üzüntüyü, yaptıklarınızda gösteremiyorsanız, insanlık değerleri nerede kalır?
Topluma örnek olduğumuzu unutmadan, önderlik ettiğimiz insanları gücendirmeden, dolu dolu işlerle anılmak ve hatırlanmak dileğiyle...
Kalın sağlıcakla...
Çok güzel bir yazı olmuş herkes okumalı ders almalı. Bu gibi kişiler topluma önderlik ettiğini unutmamalı ya da bu görevleri yapmamalı
Söylemlerimiz ve Eylemlerimiz aynı doğrultuda olmalı. Özellikle yazarın bu sözü çok hoşuma gitti.