Sibel Can'ın söylediği bu şarkıyı pek severim. Kanuni Sultan Süleyman'a çok sık hatırlatılan ve kendisinin de özellikle söylenmesini istediği "Böbürlenme Padişahım senden büyük Allah var!" sözünün farklı bir tezahürüdür o şarkının sözleri...
Buradan başlayıp bir eleştiri geliyor diyebilirsiniz. Ancak, gazetecinin görevi sadece eleştirmek değil, doğruyu da tespit edip paylaşmaktır. Bu yazımızda aslında çok önemli bir doğruyu vurgulamak isterim.
------
Kartal'da Gökhan Yüksel'in belediye başkanlığı döneminde gerçekten farklı işler oluyor. Gerek halkla lişkiler gerek vatandaşın taleplerini ele alma biçimi artık daha yoğun emek ve daha kurumsal bir bakış ile değerlendiriliyor.
Belediye Başkanı Gökhan Yüksel'in Altınok Öz döneminde yerleşmiş bazı toplantı geleneklerini devam ettirmiyor olsa da özellikle vatandaşın derdini dinleme konusuna ağırlık vermesi sebebi ile halkın ihtiyaçlarına daha çabuk vakıf olduğu tartışılmaz.
"Halkın oyları ile seçilen belediye başkanının halkla görüşmesinden doğal ne var?" diyeceksiniz. Haklısınız ama bu duruma özellikle CHP belediyelerinde çok da alışkın değiliz.
Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, katılımcı ve şeffaf belediyecilik anlayışı çerçevesinde gerçekleştirilen halk günü buluşmaları kapsamında kendisiyle görüşmek isteyen vatandaşları, Kartal Belediyesi Ana Hizmet Binasındaki makamında misafir ediyor. Onların dertlerini, sıkıntılarını, taleplerini dikkatle dinliyor. Çözümü için alt makamlara yönlendiriyor.
Açıkçası "çözümsüz iş yoktur, çözüm üretmeyen yönetim anlayışı vardır" sözüne atfen her soruna çözüm odaklı yaklaşıyor.
Hiçbir çözüm çıkmamış bile olsa halka dokunmak, onların sıkıntılarını dinlemek, onlar için orada olduğunu hatırlamak için de önemli bir duruş değil midir? Bence çok önemli ve değerli bir işi istisnasız hemen her hafta yapıyor. Bu da bizlere güven aşılıyor.
Halk Günleri keşke daha sık yapılsa
Sokakta tesadüf edip dinleyip, çözümsüz bırakmak yerine makamında dinleyip, hemen çözüm üretmek, doğru başkanlık yaklaşımı olarak da takdir topluyor.
Kartal Belediyesi'nin belli aralıklarla gerçekleştirdiği, halkın istek, öneri ve şikâyetlerini Başkan Gökhan Yüksel'e doğrudan iletmesini sağlayan bu halk günü buluşmaları, düşüneninden, uygulamasına aracılık edene kadar herkesin emeğinin takdir edilmesi gereken bir süreçtir. Belediye Başkanını sadece gelir gücü yüksek kişilerin görüşebildiği, sınıfsal ayrım yapan bir ikon olmaktan çıkarıp, sade vatandaşın da dokunabildiği, halkın gerçek dostu durumunda lanse edebilmesi açısından da yani toplum psikolojisi açısından da önemlidir. Halkın her ferdinin değerli olduğunu gösteren, paranın ya da malın değil, canın, kişiliğin önde olduğunu vurgular ki bu da sosyal demokrat belediyeciliğin olmazsa olmazı değil midir?
Halkın mutluluğu için bunlar önemli!
Zaten bu sebeple Başkan Gökhan Yüksel, halk günü buluşmalarının çözüm odaklı ve merkeze insanı alan hizmet vizyonlarının önemli bir parçası olduğunu söyleyebiliyor. Bu sayede halkın kendisi için değerli olduğunu geniş kitlelere hissettirebiliyor.
O görüşmelere katılan vatandaşlar ile basının da temas etmesi sağlansa, taleplerine ve düşüncelerine gösterilen teveccüh bu sayede halka aktarılabilse daha da güzel olur düşüncesindeyim.
Unutmayalım ki korku kadar mutluluk da bulaşıcıdır. Toplumun mutlu olmasını istiyorsak, mutlu insanların konuşmalarını yayarak da bu hedefe ulaşabiliriz.
Bu devirde kimse sultan değil, hükümdar değil, padişah değil dercesine vatandaşına kucak açan Gökhan Yüksel ve bu projenin uygulayıcılarını tebrik ederim.
Gözümden kaçmayan Atatürk ayrıntısı!
Her şey bir yana odada makamın arkasında asılı olan ATATÜRK'ün vatandaş ile sohbet ettiği o tabloyu görüp, önünde de yine sade halk ile buluştuğuna bakınca "Gökhan Yüksel o tablonun hakkını veriyor kardeşim" demekten kendimi alamadım.
Mühim olan Atatürk'ü dile dolamak değil, onun yaptıklarını yapmak bir adım daha öne taşımaktır. Bu sebeple ayrıca kutluyorum.
Bu buluşmalar, "Halk için, halkla beraber" felsefesinin göstergesidir. Umarım daha da güzel işlere vesile olur.
Kalın sağlıcakla...