Kartal Belediyesi son günlerde ciddi algı operasyonu içeren haberler ile hedef haline getirildi.
Geçmişte de çok sık gördüğümüz bu “yolsuzluk” iması içeren gerçekdışı haberciliğin son örneği, Başkan Gökhan Yüksel’e ithafen “Ulaşım ihalesi” olmuştu.
Vatandaşın cenazesine hizmet vermek amacı ile yapılan o ihalenin aslında zarar değil ciddi yarar içerdiğini sizlere alttaki yazım ile anlatmıştım.
Gezi ihalesine Milyon dediler "Hiç" oldu!
Yine buna benzer, bir başka haber de son günlerde medyamızın diline, kalemine dolanmış vaziyette gidiyor. Ciddi olmayan, muhatap ile tek kelime konuşulmadan hazırlanan bu haberlerin arasında en göze çarpanı “Çağdaş Argunşah” konusu…
Ne diyor o haberler? Nasıl sunuluyor? Bir bakalım…
İstanbul'da CHP Kartal İlçe Başkanı olarak görev yapan Efendi Argunşah'ın yeğeni olan CHP Gençlik Kolları’nın eski yetkilisi Çağdaş Argunşah'a 5 Ekim 2019'daki nikahından sonra adeta talih kuşu kondu. Argunşah'ın 100 lira sermaye ile kurduğu şirkete, Kartal Belediyesi toplam 3 milyon liralık 6 ihale verdi.
Haber spotu önemlidir. Çoğu kişi sadece bu kısmı okur ve geçer. Algı operasyonu da tam burada yapılmış.
Peki işin aslı nedir? Vicdanlı habercilik bunu halka anlatmayı gerektirir. Hem Kamu İhale Kanunu’nu inceledim hem Çağdaş Argunşah hem işin uzmanlarına bu haberi sordum. Aldığım yanıtları paylaşayım.
***
Öncelikle 100 TL’lik şirket konusunu ele alalım.
Önce söz Çağdaş Argunşah’ta…
Argunşah: “Yeni firma değiliz! Belediyede teminat mektubum var!”
“Ben mesleğime çıraklıktan başladım. Özellikle reklam sektöründe çok ciddi hizmet veren bir firmada bir süre çalışıp, mesleğin inceliklerini öğrendikten sonra 2012 yılında kendi firmamı kurdum. Şahıs firması olarak faaliyete başladım. Bana ne kadar sermayen var diye soran olmadı. Yaklaşık 2014 yılına kadar piyasadaki önemli kuruluşlara açık hava, iç mekan ve dış mekan reklam işleri yaptım. Önceki Belediye Başkanımız döneminde de Kartal Belediyesi’nin Açık Hava reklamlarına talip oldum. Bilboard reklamlarının organizasyonu ile ilgilendim. Baskı, afiş asma ve benzeri tüm açık hava reklamlarını yaptım. Ancak, portföyümüzde bu ilçede faaliyet gösteren 40 daire üzeri inşaat yapan firmalar, rezidanslar, AVM’ler, büyük gıda firmalarının yanı sıra, küçük esnaf diyebileceğim, kuaförler hatta Tekel Bayileri bile var. Sadece Kartal Belediyesi’ne hizmet verirmiş gibi sunulmamı kötü niyet olarak görüyorum.”
Argunşah: “İhalelerde devlet bana sermayen nedir diye sormadı!”
"100 TL sermaye meselesine gelince… Kamuda iş yaparken Ticaret Odası kaydı istedikleri için başvurumu yaptım. Bildirdiğim bir sermaye yoktu. Sanırım oda kayıtlarına bir standart olarak işlenmiş. Yoksa bize sermayen ne kadar diye soran da olmadı. Kaldı ki girdiğim hiçbir ihalede senin sermayen nedir ya da 100 TL sermayen var ihaleye giremezsin diyen bir KİK yetkilisi de olmadı. Üstelik içeride 60 bin TL teminatım var. Yanında ihaleler sonuçlanana kadar bu rakam 120-130 bin TL’ye ulaşıyor. Yani sermaye değil teminatı esas alıyor belediyeler. Bu konuyu bilerek bizi hedef yapmaları etik değildir.”
Çağdaş Argunşah’ın bu beyanı üzerine konuyu adı bende saklı bir Mali Uzmana sordum. İsteyen kendi çevresindeki uzman kişilere de sorabilir.
İlçemizin tanınmış mali müşavirlerinden uzman kişinin verdiği cevap aynen şöyle:
Mali Uzman görüşü: “Devlet ihalesinde önemli olan sermaye değil, bilanço ve teminattır!”
“Devlet ihale kanununa göre ihalelere giren şirketlerin sermeye yeterliliği Kamu İhale Kurumu yani KİK tarafından denetlenir. Özetle; firmanın başvurusu sırasındaki son dönem bilançosu ile varsa o ihale için gereken teminat verebilmesi yeterliliğine sahipse ihaleye alınır. Mali şart budur. Devlet bunun dışında bir şart aramaz. Sermayeniz 100 TL ya da 100 milyon TL olsun fark etmez. Teminatınız yoksa, bilançonuz bozuksa ihaleye alınmazsınız. Yani sermaye sembolik kalır bu durumlarda…
Yanı sıra aslında şahıs şirketi, limited ve AŞ gibi şirketlere göre ciddi risk olarak görünür. Ama iş yaptıran için değil, işi yapan için böyledir. Çünkü diğerlerinde borçlardan sermaye kadar sorumlu iken şahıs şirketlerinde tam tersine tamamından sorumlusunuz. Bu açıdan da şahıs şirketleri sahipleri için bir risktir.”
Uzmanımızdan aldığımız bu yanıt sanırım 100 TL’lik şirket konusuna açıklık getirmiştir. Ticaret Odası kendisine gelen şahıs şirketine bir sermaye tanımlamış, fakat işin özünde o firma iş yapmak için bunun kat kat fazlası teminatı hazır etmiş olmalı ki ihalelere girebilsin.
Gelelim Efendi Argunşah ilişkisine…
Çağdaş Argunşah’a bunu da sordum. Cevap aynen şöyle;
Argunşah: “O ihalede KİK denetçisi vardı. Bu ona da hakarettir”
“Efendi beyin benim akrabam olması, ticaretime neden engel olsun? Kendisi CHP Kartal İlçe Başkanı olmadan 8 yıl önce ticarete başladığım, o göreve gelmeden önce yani geçtiğimiz yıl 3 ihale aldığım zaten tarihleri ile ortadadır. Ne yapmalıydım? Çalıştırdığım insanlarımıza, “Arkadaşlar kusura bakmayın. Amcam ilçe başkanı oldu. O sebeple dükkanı kapatıyoruz” mu demeliydim? Böyle bir mantık olabilir mi?
Efendi Bey ilçe başkanı olduktan sonra yapılan 3 ihale var. Ancak bunların da planlaması, onun başkanlığı öncesinde yapılmış. En fazla konuşulan 1 milyon 313 bin TL’lik ihalede bile karşımda 7 firma vardı. Tamamı Kartal dışından olan bu firmaların arasından sıyrılarak ihaleyi aldım. KİK denetçisi o ihalede var. Bu yapılan haberler sadece bana değil, devletin namuslu memurlarına da isnattır, iftiradır, hakarettir. Onları da zan altında bırakmaktadır. “
Argunşah: “Belediye ile çalışmamız toplam ciromuzun yüzde 20’sidir!”
Tabii ki haberde en fazla vurgulanan konu Çağdaş Argunşah’ın Kartal Belediyesi sayesinde zenginleştirildiği idi. Bu konuyu da sormadan olmazdı. Sorduk;
“Kartal Belediyesi’nden açık ve pazarlık usulü ile toplam 3 milyon TL civarında ihale aldınız. Yapılan haberlere de bakınca artık zenginsiniz gözü ile bakıyoruz. Ne diyorsunuz?”
(Çağdaş Argunşah önce gülümsüyor. Sonra da önüne koyduğu müşteri listesini gösteriyor. Firmalar ile yaptığı gizlilik anlaşması sebebi ile buraya yazamasak da çoğu Kartallı 80 civarında firma ile iş ilişkisinin aktif olduğu görülüyor.)
Sonra devam ediyor;
Ben bir işi yapacaksam ve o iştigal alanımda ise kimseye sormam. Gider teklifimi veririm. Bize verilirse işi kalitesinden taviz vermeden yaparız. Vermezlerse eksiği kendimizde ararız.
Bakınız bunlar çalıştığımız firmalar ve karşılarında da cirolarımız görünüyor. Biz 8 yıla yakındır bu firmalara hizmet veriyoruz. Toplam iş hacmimizin içinde Kartal Belediyesi’nin payı yüzde 20 civarındadır. Üstelik karlılıkta özel kurumlar belediyeye göre çok daha avantajlıdır. Teminat istemezler. İçeride paranızı tutmazlar. Yani bizi Kartal Belediyesi üzerinden geçiniyor gibi göstermeleri de gayrı ahlakidir.
Yanımda çalışanların tamamı Kartal’ın evlatlarıdır. Evim burada, işyerim burada. İlçemin belediyesi ile çalışmamdan normal bir şey olabilir mi? Bu mantık ile bakarsak, Türkiye’de siyaset ile ilişkisi olan hiç kimse ticaret yapamaz.
Ben bu işe sıfırdan başladım. Ama hiç boşa da çalışmadım. Annem ve babam işçi emeklisi insanlardır. Emeğimizin dışında bir işe tevessül etmedik. Bu haberlerdeki amacın siyasi operasyon olduğunun da farkındayız. Normalde bu iddiaları mahkemeye taşımak isterdim ama karşımızdaki iktidar partisi… Ben ise ticaret yapmaya çalışan bir emekçiyim. Ne kadar gerçekçi olurdu siz düşünün?
Aslında bu konuda hiç açıklama yapmak da istemedim ama öyle bir algı operasyonu yapıldı ki beni yıllardır tanıyan, çalışan, iş veren firmalarım bile sorgular oldu. İşime zarar verir hale geldi. Bu sebeple sizin röportaj teklifinizi kabul ettim.”
İşte Çağdaş Argunşah hakkında medyada dile getiren iddialara kendisinin cevapları özetle bunlar…
Sonuç olarak şunu söyleyebilirim.
Hedef Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’in kamuoyundaki itibarı olunca, 100 milyon TL sermayeniz olsa boştur. Bu itibara yara vermek isteyenler, “Alengirli iş” algısı yaratmak için, başkanın görevlerinden biri olan nikah fotoğrafını alırlar, yanına ilçe başkanı akrabanın resmini koyarlar. İhaleler ile ilgili bir iki kalem oynatıp servis ederler.
Çağdaş Argunşah’ın itibarına yara vermek, onun ticaretine zarar vermek umurlarında bile değildir. Hedef siyaseten karşı tarafı çalışamaz hale getirmek, başarılı icraatlarının etkisini azaltmaktır.
Sonra?
Sonra yeni operasyonlar için uygun isim aranır.
Bu böyle gelip gider…
Siyaset böyle bir şey… Sandıkta yiyemediğini, masada yok etme çabası…
Buna zulüm derler!
Ancak merak etmeyin. Zulümle abad olunmaz!
Kalın sağlıcakla…