"Mücadele bir yolculuktur, binlerce adımdan oluşur. Ben bir adımı atmadım diye mücadele etmedim sayamazsınız..."
Kim demiş bu özlü sözü?
Tabii ki Sayın Mustafa Albayrak...
Kimdir?
Siyasete yabancı kişiler bilmez. Anlatayım.
Boğaziçi Üniversitesi Mezunu bir mühendistir. Yıllardır CHP Uğur Mumcu Mahallesi'nde siyaset yapar. Mahalle Birim Başkanlığı zamanından bu yana bildiğim genç ve siyasete istekli bir kişiliktir. Kongre zamanlarında delegebaşı, sonrasında ilçe yöneticiliği, il delegeliği ve hatta kurultay delegeliği görevleri de yapmıştır.
Tüm bu görevlere rağmen Kartal Kamuoyunda pek tanınmaz.
Sebebi silik oluş değil tersine öne çıkmayı sevmemesidir.
Siyaset için pek de doğru bir özellik olmasa da Mustafa Beyi bu yönü ile hep takdir ederim.
Buraya kadar sorun yok.
Peki neden Mustafa Albayrak?
Anlatayım efendim.
Kendisi yine Uğur Mumcu delege seçimlerini kazanan ekibin başındaydı. Her zaman olduğu gibi pazarlık masaları kurulur. "Sen şu görevi al. İl delegesi şu kadar ver. Hatta Kurultay için de bir isim öner" derler ve seçimde biter diyorduk.
Öyle olmadı.
Mustafa Bey "Sonuna kadar gideceğim. Aday olarak seçime gireceğim" dedi.
Özgüvenini takdir ettik.
Bu kez olacak galiba, Mustafa bey en azından seçimde adaylık konuşması yapacak diye düşündük.
Tabii ki pazarlık masalarını duyduk. Gerek Efendi Argunşah gerek Özkan Özdemir tarafından delegelerine ikna görüşmeleri yapıldığını öğrendik ki bunlar doğaldır. Kendisinin direndiğini de duyduk ki ziyadesi ile memnun olduk.
"Sözünün arkasında! Helal olsun Mustafa Bey!" bile dedik...
Sonra son gece saat 03:45'te yanındaki delege arkadaşlarının daha önce Efendi Argunşah tarafına imza vereceğini açıklayan 10 kadar delegenin kopuşu sebebi ile "Bırak kazanmayı, adaylık için yeterli delege sayısını bulamayız. Biz Özkan Özdemir'e gidiyoruz" demesi üzerine ciddi bir moral bozukluğu yaşadığını ve kendini evine kapadığını da öğrendik.
Aslında çok normal gelmese de kendisini aradık. Telefonu kapalıydı. Defalarca aradık. Yok açmamıştı. Bekledik. Ama haber bu beklemezdi. Sonunda karar verip duyurduk. "Mustafa Albayrak da yarıştan çekildi" dedik. Dikkat edin çekildi dedik çünkü katılmayacağını kendi delegeleri bizzat söylediler.
Ancak Özkan Özdemir lehine çekildi diye bir ifade kullanmadık. Mesaj attık, görüşelim dedik. Daha sonra dedi. Belki salona gelir durumu anlatır diye bekledik. Gelmedi.
Neden sonra akşam üzeri bir mesaj ile "Özkan Özdemir lehine çekilmişim gibi bir algı oluşmuş. Haberi düzeltin" mesajı attı. Kendisine haberimin arkasında olduğumu, orada öyle bir ifade olmadığını bildiren, tonu belki sert ama kararlı bir mesaj ile cevap verdim.
Unutmayınız! Biz siyasetçinin işini nasıl yaptığına karışmıyorsak, onlar da bizim haberciliğimize müdahil olamazlar. En azından biz o kalemlerden değiliz ki Kartal'da öyle bir gazeteci olduğunu da düşünmüyorum.
Neyse... Sözü uzatmayalım.
Dün bir sosyal medya mesajı yayınladım. Aynen şöyleydi.
Sonra Mustafa beyden yanıt geldi. Oradaki tarifte adı yazmasa da kendisinin eleştirildiğini hissetmiş olacak ki... Şöyle bir cevap verdi. Gerçi 10 kez düzenlemiş ama ben sonuncusunu vereyim.
Mustafa Albayrak Sn. Dağtekin, anladığım kadarıyla bir haberinize yaptığım eleştiri sizi küstürmüş ve kızdırmış... Hemen hamle yapmışsınız... Bakın mücadele sadece gelip bir konuşma yapmakla olmaz. Mücadele bir yolculuktur, binlerce adımdan oluşur. Ben bir adımı atmadım diye mücadele etmedim sayamazsınız. Bakın, son geceye kadar o kadar mücadele ettim ki Pazar gününe artık takatim kalmamıştı. En azından son gece 6 saat boyunca (Kartal dışındaki) bir başka belediyenin görevlendirdiği kişilerin onlarca kez yapmış olduğu ittifak yapmam şartıyla her türlü makam mevki tekliflerini onlarca kez reddetmek bile büyük bir mücadele gerektiriyordu. Bu vaatler sadece bana değil eşime dahi yapıldı. İşte habercilik bunları yakalayabilmektir bana göre... Yok konuştu konuşmadı; küstü küsmedi yorumları fazla sığ kalıyor... Sizden daha kaliteli gazetecilik beklememin hakkım olduğunu düşünüyorum. Bakın gece gece sizinle de mücadele ettim.. :) Sağlıcakla kalın.
Sondaki gülücük ifadesinin dışındaki tüm sözleri samimi bulmadığımı ifade ederek devam edeyim.
... ve ekleyeyim. Ben gazeteciyim. Arkadaşın değilim ki sana küseyim ya da kırılayım. Rakibin değilim ki kızayım Mustafa Albayrak! Üslubun bile bu kadar tahrik edici iken nefsim ile değil mesleki sorumluluğum ve özellikle vicdanım ile yanıt veriyorum bilesin...
Buraya kadar şahsi anlatımımdı. Ancak buradan itibaren Sayın Mustafa Albayrak'a sormam gerekenler var.
1 - Mücadele yolculuğunuzu tamamlayamasanız da o salona gelerek partililerinize bunun sebeplerinizi anlatmanızın bir ödev ve sorumluluk olduğunu kabul etmiyor musunuz?
Not: Sayın Ali Aluç da benzer konulardan şikayetçi idi ama salona gelerek görevini yaptı. Oy kullanmamasına takıldım. Açıkça boş oy atabilirdi. İki pusula elinde çıkabilirdi. Bence daha doğru bir tavır olurdu.
2 - Madem aday olmayınca o salona girmeyecektiniz. Üyelerden delege olmak adına neden oy isteyip seçildiniz. Size verilen oyların sebebi sadece başkan adayı olmanız için miydi? Bildiğim kadarı ile CHP'de delege seçilenler aday olur ya da olmaz ama oy aldıkları üyenin adına gidip seçim yaparlar.
3 - Mahalleden çıkamamış sığ siyaset maceranıza gazeteci olarak daha geniş bir pencereden nasıl bakmamı beklersiniz? Kaliteden bahsederek beni toplum önünde eksik göstermek için o cümleleri kurarken ince zekanız ile gurur duydunuz mu?
4 - Partililerinizi aydınlatmak adına yaşadığınız süreci bire bir röportaj ile bana anlatma cesareti gösterebilir misiniz? Çanak sorular değil ciddi sorular karşısında da bu rahatlıkla konuşabilecek misiniz?
5 - Sizin daha önce de bu süreçlerden geçtiğinizi herkes biliyor. En azından bu delegelik, ilçe, il ve kurultay çalışmalarında olup bitenleri yakınınızdaki insanların çoğunun bilmemesi, bir çoğunun ise aldığınız kararları salonlarda öğrenmesi kolektif bilince uygun mudur?
Sonuncu ve bence en önemlisi...
6 - Aslında bu konularda tecrübeli bir siyaset adamı olarak kim, hangi cüretle ve hangi yaşanmışlığın verdiği cesaret ile size hatta saygıdeğer eşiniz hanımefendiye"*" makam, mevki ve menfaat önerebiliyor? Hangi belediyedir? İsmini vermeniz gereklidir. Ayrıca bunun size önerilmesi dahi zül değil midir? Kendinizi sorguluyor musunuz?
*(Siz yazdığınız için eşinizi de anıyorum. Bilen bilir yazılarımda aile olmaz)
Kamuoyu adına cevap bekliyorum Sayın Albayrak!
Buraya kadar sözlerim Mustafa Albayrak'a idi. Bundan sonrası Sevgili Muharrem İnce'ye...
Muharrem Bey kulakların çınlasın. Sen hiç olmazsa seçime katılmıştın. Açıklamada geç kaldın diye linç edildin. Mustafa bey üyelerden aldığı oyun gereğini salona gitmeyerek yapmadı. Eleştirince faturayı da bana çıkarmaya çalışıyor. Bil istedim...
CHP İlçe Kongreleri hakkındaki çok ilginç detayları ve perde arkasındaki olayları hergün sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Kalın sağlıcakla...