Bildiğiniz gibi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 37. Kurultayı’nı Ankara’da Bilkent Odeon’da takip ettim. Bölgemdeki gazetecilerin nerede ise tamamını temsil ederek gittiğim bu kurultayda gördüklerimi, daha doğrusu sizlerin ekranlardan görmediklerini ve yorumlarımı paylaşmak da işin doğası gereğidir.
O zaman başlayalım.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; kurultay konuşmasında, ne Atatürk'ü andı ne Ayasofya’daki ilk cumanın Lozan Antlaşması’nın yıldönümünde yapılmasına ne Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret olarak yorumlanan, kılıçla yaptığı hutbe konuşmasına değindi.
Kılıçdaroğlu, “Hedef iktidar” başlığı altında yapılan kurultaydaki konuşmasını bütünüyle 2023 seçimi ve manifestosu üzerine kurdu. Güncel tartışmalara girmedi. Kurultay sonrası haberlerin manifestoya yoğunlaşmasına özen gösterdi.
Bu bir şekilde anlaşılabilir. Ancak en azından kapanış bölümünde Gazi’yi anmalı ve onun armağanı olan koltuğunun hakkını vermeliydi. Atatürk’ün kaldırdığı “Hilafet” çağrılarına kısa da olsa değinmeliydi. Ayasofya hutbesine bir şekilde dokunmalıydı. Yapmadı. Belki de yapamadı…
Peki alınan mesajlar ne idi? Atatürk’ün anılmadığı, Lozan’ın sadece cümle içerisinde geçtiği bu konuşmanın delege kulislerine yansıması aşağı yukarı şöyle oldu:
- Partinin kurucusunu anmamak da nedir? Bir genel başkan, kurultay konuşmasında Lozan’ı, Atatürk’ü ve ona hakarete varan kişileri neden gündeme getirmez. CHP özünü kaybediyor.
- HDP seçmenine Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde zorla tutulduğunu vurgulayarak mesaj verirken, hem manifestoya hem 5 sorun arasına aldığı toplumsal barış başlığı ile selam verdi.
- Yolsuzluk diyemedi. İsraf kelimesini sürekli kullandı. Sadece israf değil yolsuzluk da var. Yolsuzluk demeliydi.
- Kul hakkı yemeyen iktidar vurgusu yaptı ama Devletin İhale Kanununu değiştirmekten bahsetmedi.
- Millet İttifakı ve yeni partilere dostlarımız diye seslendi. Onlarsız yol alamayız algısına sebep oldu.
Türkiye’de Kemal beyin 5 sorun, 13 maddelik manifesto içeren konuşması ne kadar hatırlanacak bilmiyorum ama partililerin Atatürk’süz, Lozansız bu konuşmayı uzun süre unutmayacaklarından hiç şüphem yok.
Üstelik sosyal medya Diyanet İşleri Başkanının “Yanlış anlaşıldım” demesine rağmen “Hilafet” senaryoları ile yıkılırken “Taraf” olmayayım diye konuşmaması çok daha yanlış oldu diyebilirim.
Kılıçdaroğlu bu konuya değinmeliydi. En azından konu öyle değil şöyle bile dese en azından misyonunu, kurucusunu terk etmiş görüntüsü vermeyecekti ki ne yazık ki şu anki algı böyle…
Özlem Çerçioğlu’na özel teşekkür!
Kemal Kılıçdaroğlu bunları yaparken, salonda divan başkanlığı görevine seçilerek koltuğun hakkını veren Özlem Çerçioğlu da bir alkışı hak ediyor…Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı, oraların deyişi ile “Topuklu Efe” Çerçioğlu, bir Cumhuriyet kadını olduğunu her hareketi ile gösterdi.
Özellikle Atatürk’e teşekkür ederek konuşmaya başlaması, genel başkanların adını sıralarken Atatürk vurgusunu özellikle yapması biraz olsun kurultayın vaziyetini kurtardı.
Sayın Çerçioğlu’na buradan özellikle teşekkür ediyorum. Hem Aydın gibi güzel bir ilin adını hakkı ile temsil ettiği için hem Cumhuriyetimizin değeri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan vefası için…
Kurultay tabii ki bunlardan ibaret değildi.
Bunlar görünenler…
Ya görünmeyenler dediğinizi duyar gibiyim.
Onlara da sıra gelecek. Her gün yazmaya ve yansıtmaya devam edeceğim.
Kalın sağlıcakla…