Uzun yıllar ulusal basın dediğiniz yaygın medyada görev yaptıktan sonra Kartal'da 2009 itibarı ile gazeteciliği yerelde yapan bir arkadaşınız olarak söylüyorum.
Kartal'da çok iyi şeyler oluyor.
İlçe son 25 yılda alamadığı hizmeti, yatırımı, nerede ise birkaç ay içinde görmeye başladı.
Belediyesi son yıllarda hiç görülmedik biçimde otomasyona yöneldi.
Çözüm odaklı çalışır hale geldi.
Bu hal ise haset virüsünü harekete geçirdi.
Malumunuz önceki Belediye Başkanı Sayın Altınok Öz döneminde de Kartal Belediyesi sürekli gündemdeydi. Yapılan iş ve icraatlar sürekli eleştiri bombardımanına tutuluyordu.
Lakin gelin görün ki halk buna rağmen onu destekledi. Tam 2 dönem yani 10 sene belediye başkanlığı koltuğunda oturdu.
O günlerde gördüğüm hoşgörü, sebat, sabır ne yazık ki bugünlerde yok.
Altınok Öz'e her platformda saldıranlar, şimdilerde Gökhan Yüksel'i eleştirmeyi adet haline getirdiler.
Hatta yaşı genç diye dozu da yükselttiler. Edepsizce saldırır oldular.
Siyasette başarılı olamayanlar, ticarette umduğunu bulamayanlar, beklediği koltuğu alamayanlar,
şimdilerde koro halinde genç başkanı topa tutuyorlar.
Ne isteseler verseydi bu koronun gıkı çıkar mıydı? Hayır.
Demek ki halkın hakkını, yetimin, öksüzün, garip gurebanın nasibini, gelecek nesillerin hazinesini, yani belediyenin bütçesini har vurup harman savurmamak kusur olmuş bu ülkede...
Mehmet Ali Büklü de böyleydi!
Geçmişin Kartal'ında Belediye Başkanlığı görevini tamamladıktan sonra emekli maaşı ve bir iki küçük geliri ile geçinmek zorunda kalan Mehmet Ali Büklü geldi aklıma...
Büklü amca, takacağı altının parasını da bir dostundan ödünç alarak gittiği düğünde halay çekerken geçirdiği kalp krizi sonrasında vefat etmişti. Öldüğünde ailesine şerefi, onuru ve yılların Kartallı geçmişinden başka pek de fazla bir şey bırakmamıştı. Ama o şerefli adamı bugün hala anıyorsak sebebi başkanlığı sırasında yanlışa tevessül etmeyişi değil midir?
Türkiye'de belediyeciliğe üretken belediye şirketlerini, halk ekmek fabrikasını, asfalt fabrikasını, halka ucuz gıda satan marketçiliği yapabilme becerisini öğreten o adam da çok eleştirilirdi.
Aynen bugün gibi...
Verdikleri, yaptıkları için değil, vermediği, yapmadığı, yanlışa, harama bulaşmadığı için yerden yere vurulurdu. Ama bitti... Ona kızanlar, bağıranlar, bugün onun mirasının üzerinde yaşıyorlar.
Şimdi tekrar soruyorum...
Gökhan Yüksel'i neden eleştiriyorsunuz?
Haram yedirmediği, haksızlığa taviz vermediği, kasayı boşaltmadığı için mi?
Evet dediğinizi duyar gibiyim.
Ama tabii ki içinizden...
Dışınız tamamen siyasi vıcıklıkla bezeli...
Hayat 3 gün dostlar...
Doğum, yaşam, ölüm...
Kimse öteye bir şey götürmüyor.
Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel'in suçlarını sayalım...
Götüremeyeceğiniz şeyleri vermediği için,
Namusu ile çalıştığı için,
Belediye kasasını boşaltmadığı için,
Altyapıyı, üstyapıyı düzelttiği için,
Sadece 5 yılı değil, 25 yılı planladığı için,
Çocuklara yatırım yaptığı için,
Büyük küçük herkesin sevgi ve saygısını kazandığı için,
Pandemide en başarılı belediyelerden biri olduğu için,
Bir önceki yıla göre milyonlarca lira borç azalttığı için suçludur!
Ayıptır yahu! Bu kadar çalışılır mı?Evlendi. Durmuyor. Telefonla sürekli kontrol ediyor. Tatil, dinlenme bilmiyor. Bu daha büyük suçtur!
Tez boynu vurula...
Diyemezsiniz hani...
Ben diyeyim dedim...
Kartal'ın önümüzdeki 4 senesinde yapılacak işler, belki de 100 yıla çare olacakken daha ciddi olalım.
Şevk kırmayalım...
Kalın sağlıcakla...