Türkiye, Susurluk sonrası belki de onu da aratacak kadar ciddi bir suç dosyasının ayrıntılarını hem YouTube hem TV hem haber sitelerinin ekranlarından verilen gelişmeler, yorumlar ve itiraflarla takip ediyor.
Netflix’te yayınlanan Narcos dizisini aratmayan bir suç ve devlet ilişkileri ağı başta Organize Suç Örgütü lideri olarak tanınan Sedat Peker ve onun üstü kapalı tehditlerinin yanında açık açık anlattığı geçmiş yıllara dair olayları ibret ve hayretle izliyor.
Tabii ki Peker’in anlattıkları kendi ifadeleri, kanıt ve ispat olmadıkça anlatanı bağlar. Hatta iftiradan öteye gidemez. Hatta, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisindeki Peker karakteri için söylenen “Boş konuşuyor” repliğini de haklı çıkarır.
Sedat Peker’in ne kadar dolu ne kadar boş konuştuğu ayrı bir konu ama kendisinin de sütten çıkma ak kaşık olmadığı yaşadıkları ve yaşattıkları ile tescilli…
Peker, çocuk yaşında girdiği yeraltı dünyasında şöhreti Uğur Dündar’ın hazırlayıp sunduğu Arena programı ile kazanmıştı. O güne kadar basit bir sokak serserisi, küçük çaplı bir mafya olarak bilinirken, özellikle Bağdat Caddesi güzergahındaki mekanlarda estirdiği terör ile, o alemin deyimi ile “Nam” saldı.
Günümüze gelene kadar Alaattin Çakıcı’nın Fransa’da yakalanıp, cezaevine konulması, ardından Türkiye’ye getirilmesi ve cezasını bizim hapishanelerimizde çekmesi sürecinde meydanın boş kalması sebebi ile palazlandı.
Özellikle İstanbul’da etkin iken, iktidar içindeki bazı isimler ile kurduğu ilişkiler onu ülke çapında etkin bir isim haline getirdi. Artık korkulan, adı bile geçtiğinde (Korkmaz Yiğit’in Çakıcı için dediği gibi) muhatabının kimyasını bozan, uyuşturucu, silah, gayrimeşru alemin haracını toplayan, hatta güçlü siyasetçiler için araya giren, ceza veren bir isim oldu.
Kendisini geçtiğimiz seçimlerde akademisyenleri hedef alan “oluk oluk kanlarını akıtacağız” sözü ile siyaset sahnesinde de görmüştük. Bir mafya babasının siyasetin içine bu kadar girdiği tek dönem merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in başbakanlığına rastlar. O dönem İnci Baba olarak da bilinen Mehmet Nabi İnciler, hükümetin yani Demirel’in adına yeraltı dünyasını organize eden, hatta cezalandırılması gereken kişilerin hesabını gören kişilik olarak çok konuşuluyordu. O dönem sosyal medya olmadığı için bugünün gençleri İnci Baba isminden habersizdir. Lakin günümüzdeki Sedat Peker’in bir yönü ile İnci Baba rolüne soyunduğu gerçektir.
Tabii ki bir fark var. İnci Baba’yı kimse kokain partileri ya da tuzağa düşürüp can aldığı için suçlamadı. Bazı eksi yönleri ile anılsa da özellikle devletin polisine, savcısına, hakimine musallat olduğu konuşulmadı. Üst düzey bürokratlara hatta siyasetçilere aylık maaş verir gibi para verdiği, oluk oluk akan kara para sahibi olduğu anlatılmadı. Ancak bunların hepsi Peker için konuşuldu ve konuşuluyor.
Peki bu Sedat Peker’i siyasetin hatta iktidarın içine kadar sokan kim? Kim bu kadar yol verilmesine sebep oldu? Cumhurbaşkanını ve ailesini dahi üstü kapalı tehdit edebilecek kadar köşeye sıkıştığı konuşmalarının her kelimesinden belli olan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a “Bana ajanlarını yollama. Üzülürüm. Canlarını almak istemem” diyebilecek kadar pervasızlaştıran sürecin kilit ismi kim?
Aslında bu konuda yıllardır adeta bas bas bağıran, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, AK Parti’nin yetkililerini sürekli uyaran ve bu gidişle Sedat Peker’in ciddi zarar vereceğini söyleyen Nihat Karaarslan’dan başkası değil…
Ankara’da yaşayan Bingöllü bir kanaat önderi olarak tanınan Karaarslan, yaklaşık 3 yıldan bu yana sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar ile herkesi uyarıyor. Başta eski bakan ve günümüzün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz ilişkisine vurgu yaparak Sedat Peker hakkında bilinmesi gereken her şeyi anlatıyor. Cevdet Yılmaz’ın kendisinin öldürülmesi için birkaç milyon dolar karşılığı Peker ile anlaştığını da yazmış.
Peki ne olmuş?
İktidar içerisinde gücü kuvveti yerinde olduğundan Cevdet Yılmaz hep bir makama konulurken, Nihat Karaarslan’ın çağrılarına ise kulak tıkanmış. Hatta Sedat Peker’e yönelik konuşmaları sebebi ile kelepçelenerek göz altına alınmış. Bu görüntüler basına servis edilmiş. Öğlene kalmadan da “Seninle ilgili bir suç yok denilerek serbest bırakılmış. Maksat göz dağı vermek ise o da başarılamamış. Çünkü Karaarslan bu durumu da ifşa etmiş.
Sedat Peker’e “Hamamoğlanı” diye hitap eden Karaarslan’ın iddiaları yenir yutulur cinsten değil…
Şimdi doğal olarak şu soruları sormak gerekiyor?
Nihat Karaarslan’ın iddialarına rağmen, Cevdet Yılmaz hakkında bir soruşturma yapıldı mı?
Normal bir ülkede bu tip iddialar hükümetleri devirirken, halen soruşturulmayan bir milletvekili, üstelik TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı gibi bir makamda neden hala oturuyor?
Başta Cumhurbaşkanı’nın ailesini hedef alan ve “Namusunuzu korudum” gibi haddini aşan bir cümleyi dahi sarf edebilen Sedat Peker’in siyaset dünyasındaki en yakını olarak afişe edilen bu eski Bakan hakkında bundan sonra ne yapılacak?
Gerçekten merak ediyorum?
Diğer taraftan, Sedat Peker hakkında günümüze gelene kadar yaptıkları, adının karıştığı tüm olaylar ve halen ülkede yürüttüğü faaliyetleri hakkında ilgi çekici yazılarımla yine burada olacağım.
Nihat Karaarslan’ın iddialarını ve yazdıklarını okumak için https://www.facebook.com/nihatkaraarslan06 ve https://twitter.com/NihatKaraarsl20 hesaplarını takip edebilirsiniz.
Kalın sağlıcakla…