Geçtiğimiz hafta ilçe belediye meclislerinde 2019 yılı denetim raporları okundu. Muhalefet şerhleri ile eleştiriler yapıldı. Sonra faaliyet raporları oylandı ve oy çokluğu ile meclislerden geçti.
Takip ettiğim, Ataşehir, Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla gibi ilçelerin tamamında alınan kararlar ve eleştiriler aynı yöndeydi. Bütçelerin gerçekleşme oranı ve yapılan harcamaların doğrudan teminler ile yapılması hep eleştiri konusu oldu.
Peki nedir bu bütçelerin gerçekleşme oranları tartışması?
Öyle ya! Mesela Kartal Belediyesi 2019 yılında 600 milyon bütçe yapmış. Fakat bütçe geliri %60 oranında gelmiş. Yani beklenen paranın yüzde 40 gibi büyük bir oranı gelmemiş.
Biliriz ki belediyelerin gelirlerinin yüzde 90'ı vergilerden oluşur. Ödediğimiz emlak ve temizlik vergileri en önemli kalemler arasındadır. Bunun dışında imar faaliyetlerinde ruhsat, yapı izni ve iskan denilen aşamalarda gelirler vardır ki ortada inşaat yok gibi bir durumdayız.
Demek ki vatandaşta para yok!
Ödemesi gereken vergiyi Kartal'da 100 kişiden 60'ı ödüyorsa bunun adı bütçenin gerçekleşmemesi değil olsa olsa insanımızın fakirleşmesidir.
Yine yakın ilçelerden Tuzla'da da bu orn yüzde 60. Maltepe de yüzde 60'larda seyrediyor. En iyisi yüzde 70'i bulmuyor. Bu da gösteriyor ki evi barkı olan ama fakirlik çeken insan sayısı hızla artıyor.
Keşke iktidar meclis üyeleri bunları da dile getirerek konuşabilselerdi. Lakin siyaset öyle bir şey ki "benim kötümü konuşturmam ama senin eksiğini sabaha kadar anlatırım" sözüne denk gidiyor.
Belediye Başkanları diyor ki "Sayın Cumhurbaşkanı pandemi başında İller Bankası paylarından kesinti yapmayacağız dedi. Bizler de sevindik. Bu zor dönemde geliri düşünmek yerine vatandaşın yardımına nasıl koşarız konusuna konsantre oluruz. Ama gel gör ki sadece 1 ay tam ödendi. Sonrasında eski gelirlerimizin de gerisinde kaldık."
Üstelik iktidar ya da muhalefet belediyesi ayrımı da yok! Herkesi biçmişler.
Peki bunun hesabını soracak kimse yok mu?
Ülkenin Cumhurbaşkanı'nın yapılacak dediği işi savsaklayanlardan kimse hesap sormuyor mu?
Ne yazık ki sormuyor demek ki...
İşin özü şu... Belediye Meclisleri havanda su dövüyor. Dün iktidarda olan, muhalefete düşünce, dün doğru bulduğunu bugün yanlış buluyor.
Geçtiğimiz haftaki meclislerde, tam 4 aylık iş yükünün yanında vatandaşın aylardır beklediği, umut ederek çıkmasını istediği birçok karar vardı. Hepsine süre yetti mi bilmem ama vatandaşın sosyal medyadan meclis için söyledikleri hiç hoş değildi.
Önerim şudur...
Tabii ki siyaset yapılsın ama artık yerel siyasete ağırlık verilsin. Vatandaşın sorunu öncelensin. Halk bunu istiyor. Bunu diliyor.
Umarım anlarsınız.
Kalın sağlıcakla...