Genelde siyasetin kavgalarına taraf olmam. Çünkü siyasetin çekişmelerinin ulusal yararlar değil, şahsi çıkarlar üzerinden yapıldığını görür ve bilirim. Bu sebeple CHP onu dedi, AK Parti şöyle söyledi. MHP böyle yaptı. İYİ Parti çok haklı gibi araya giren yazılarımı okumadınız. Okumayacaksınız.
Ancak mesele ulusun yararı, milletin bayramı, halkın hassasiyetleri olunca tarafsız kalmak, tribünde oturmak tabiatıma ters...
Pandemi çıktı çıkalı Ulusal Bayramlar meselesindeki tutumun daha da alenileştiğini görüyorum.
Yüz sene önce başlayan ve TBMM'nin kuruluşu ile taçlanan, Cumhuriyet'in ilanı ile dünyaya ezberletilen Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti ve onun ebedi lideri Atatürk söz konusu olduğunda ortaya konan hazımsızlık yine tavan yaptı.
Ülkede 30 Ağustos Törenleri için Pandemi hassasiyeti doruğa çıktı.
Neden?
Diyeceksiniz ki aynı hassasiyet 23 Nisan'da, 19 Mayıs'ta da vardı.
Haklısınız!
Ama açılış törenlerinde neden yoktu?
15 Temmuz'un yıldönümü kutlamalarında neden yoktu?
Düğün dernekler gırla sürerken, asker uğurlamalarında, tatil beldelerinin plajlarında ve çılgın yaz partilerinde neden yoktu?
Sorarım!
Türkiye Futbol Federasyonu'nun bile stadyumlara izin verilen sayıda seyirci alınabilecek diye açıklama yaptığı bu gtünlerde, 30 Ağustos Bayramı'mızı kutlama konusunda engelleme dedikoduları da nereden çıktı?
Diyeceksiniz ki hükümet böyle bir açıklama yapmadı.
Doğru ama sosyal medyada binlerce troll hesaptan koro halinde 30 Ağustos törenleri ve Pandemi hassasiyeti vurgusu nedendir?
Belli ki bir şey var?
Bir şey yok gibi görünse de kesinlikle bir şeyler olacak!
(bu söz dizimini armağan eden sayın siyasetçimize de teşekkürler bu arada)
Ülkenin kurucu ayarlarına saldırı niteliği taşıyan bu gibi müdahalelere en ılımlı muhaliflerin dahi sert çıkacağı bilinmelidir. Atatürk'ün yaptığı ve sunduğu ne varsa silmek isteyenleredir sözüm...
Bu ülke kimsenin babasının malı değildir!
Padişahın dahi babasından aldığı ama koruyamadığı, ardından milletin şahlanışı sonrası bağımsızlık karşısında tutunamadığı bu toprakların insanlarının sabrını zorlamak kimsenin hakkı ve haddi değildir!
Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Tabii ki ilelebet payidar kalacaktır!
Milletin değerlerinin üzerine üzerine gidenler, ateşe benzin döktülerinin farkında değil midir?
Sonuç olarak;
Efendiler, 30 Ağustos sıradan bir zafer değildir.
Milletin ve ordunun inancı, TBMM'nin iradesi ile ortaya konulmuş haklı bir destandır.
Anadolu'nun gelmiş geçmiş en büyük destanını unutturma çabasına girişmek zavallılıktan da öte nafile bir çabadır.
Meydanlara inen halkın önüne set çekmeyiniz ki milli şuur sel olup aksın.
15 Temmuz 2016'da milletin feraseti ile bağımsızlığımızı koruduk diyenleredir sözüm,
Gün gelir milletin bağımsızlık aşkı ve feraseti yine lazım olur.
Milleti şucu bucu diye ayırmayın, bir ve birarada tutun.
Bunun yolu da milli bayramlardır.
Kalın sağlıcakla...