Bir Gece Ansızın Gelebilirim, İspanyol Meyhanesi, O Benim İşte ve Ayten şiirlerini hatırlıyor musunuz?
Ya da Nilüfer'in sesiyle yüreğimize kazınan 'Ayrılanlar İçin' şarkısını. Hepsi aynı kalemden çıkmış bu şiirler notalarla buluşarak günümüze kadar ulaştı. Herkes şiir yazar ama herkesin şiiri şarkıya dönüşemez.
Şarkılar, duygu yüklü gemilerdir. Her defasında farklı dalgalarla çarpar gönül kıyılarına ve dilden önce yüreğe demir atar.
Bu coğrafyadan öyle edebiyatçılar gelip geçmiş ki herkes onları alkışlarken onlar kendi zindanlarının duvarlarını elleriyle örmüşler. Her sevdalarında karanlığın içine mahkum olmuşlar ve özgürlüğün ışığını sadece kalemin ucunda aramışlar.
İşte onlardan biri de Ümit Yaşar Oğuzcan.
Onun melankolik hayatı, intihar girişimleri ve oğlunun ölümü ibretlik bir hikaye.
Bu hikayeyi ben de onun gibi şiirle anlatmak istedim.
Ümit Yaşar Oğuzcan'a ithafen;
Bir adam geçti bu hayattan
Kaşlarında dünyayı taşıyan
Gözleri daima kışa esir olan
Hayatı, şiirlerin sırtında yaşatan
Yorgun kelimelerden, zamanı yosun tutan
"Ayten Ayten" derken sol yanını alevler saran
Ölümle yaşam arasında medcezir gibi dolaşan
"Yaş 17" diye Galata Kulesinde ağıtlar yakan
Vedat'ın içine cennetle cehennemi sığdıran
Bir adam geçti bu dünyadan
Bir ADAM!
Ümit Yaşar Oğuzcan için yazmış olduğum bu şiiri kendisine ve sevenlerine armağan ediyorum.
Sevgi, saygı ve rahmetle...