Kıskançlık bir rakibimiz olmasından korkmak, yerimize birinin konulacağı endişesini yaşamaktır. Bizim olmayan bir şeyi istemek anlamına gelen hasedin aksine kıskançlık; birini kaybetmenin ya da birinin sevgisini başkasına kaptırmanın korkusudur. Kıskançlığı bu kadar hızlı alevlenebilen ve yakınlığı bu kadar riskli yapan şey, bu tehdittir.
Çocuklarda Kıskançlık
Kıskançlık yaşanması kaçınılmaz olan doğal bir duygudur. Özellikle küçük yaşlarda aile hayatının bir parçasıdır. Dozunda yaşanan kıskançlıklar çocuklarda sevgi kavramının geliştiğini bizlere gösterir. Çocuklarda önce sahiplenme duygusu gelişir arkasından kıskançlık gelir. Yaş olarak, dokuz aylık bir bebek kıskanmayacak kadar küçük olup, bir yaşındaki bebek bazen kıskanabilir, bir buçuk yaşındaki bebek ise tam anlamıyla kıskanır. İleriki yaşlarda kıskançlıkla baş edilemezse, bu bir problemdir ve bir uzmandan yardım alınmalıdır. Kıskançlık duygusu tamamıyla yok olmaz ancak törpülenebilir.
Kıskançlık ve Kardeş Kıskançlığı Nasıl Azaltılır?
- Kıskançlık, öfke ve sevginin aynı anda yaşandığı duygudur. Çocuğunuz ilk olarak öfkelenir, daha sonra bu öfkeyi attıktan sonra zamanla sevgiyi hisseder. Yani bu durumda, kıskançlıktan doğan öfkesini dışarıya atmasına izin vermek gerekir.
- Kıskanan çocuğunuzun empati yapmasına teşvik edilmelidir. Empati yapmak yoğun kıskançlık duygusuna iyi gelmektedir.
- Zamana güvenin. Çocuğun zamanla tatmin edici deneyimleri özümseme ve bunları kendiliğine katma gücünün artmasıyla bir müddet sonra kıskançlık azalır.
- Çocuğunuzun yanında eşinizle olan yakınlaşma seviyesi sınırlı olmalıdır.
- Kardeş kıskançlığı gibi durumlarda, iki kardeşin arasında ‘’paylaşma’’ ve ‘’yardımlaşma’’ temalı deneyimler yaşatmak aralarındaki bağı kuvvetlendirir ve çekişmeyi azaltır.
- İki kardeş arasında her zaman eşit davranılmalıdır. Sevgi, ilgi ve kurallar (zamana paralel olarak) eşit verilmelidir.
Smith, T, W., Duygular Sözlüğü, 2. Baskı, Kolektif Kitap, İstanbul, 2018
OZAN ERDEM CANAK