Son zamanlarda oldukça sık duyulan bir terapi kuramı olan EMDR terapisinin türkçe açılımı: Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme’dir. (Eye Movement Desensitization and Reprocessing) Özellikle travma ve travma sonrası stres bozukluğunda etkili olan EMDR, diğer hastalıklar için de kullanılabilmektedir.
Ruhsal bozukluklarına ve sebeplerine travma çerçevesinden bakar. Yani, bir kişi depresyondaysa, bunun temelinde belli bir travma olduğuna işaret eder. Ancak burada kullanılan travma sadece büyük olayları içermez. Ufak ya da büyük, insana nasıl etki ettiği önemlidir. Herhangi bir olay birisine etki yapmayabilir, ancak diğer kişide travma yaratabilir.
EMDR terapisinin tekniğinde beynin iki ayrı bölümüne uyaran vermek vardır. Bu uyaranlar görsel, işitsel ve dokunsal olabilir. Uyaran verilirken kişiden o travma anını hayal etmesi istenir. Verilen uyaranlarla beraber kişi o travmaya duyarsızlaşır. Yani travmayı düşündüğünde hiçbir duygu canlanmaz. Uyaran ne kadar çok olursa kişi o kadar duyarsızlaşır. Duyarsızlaştırmadan sonra o anının yerine, kişide olumlu duygular uyandıran anılar yerleştirilir.
Yapılan bütün çalışmalar kısa süreli gibi görülebilir ancak oldukça detaylı ve uzun süren seanslar gerektirir. Kişi seans sonrası yorgun düşebilir. Çünkü düşündüğü anılar ağırdır. Fakat belli bir çalışma sonrasında travmanın etkisinin azaldığı görülmesiyle beraber danışanın motivasyonu ve umudu artmaktadır. Yapılan araştırmalar göre EMDR travma terapisinde en etkili yol olduğunu gösterir.
EMDR, OKB, depresyon, bipolar bozukluk, yeme bozuklukları, kaygı gibi problemlerde de kullanılır. Daha ağır vakalarda danışanlar ikinci düzey EMDR terapisti ile çalışması gerekmektedir. Danışanlar destek almadan önce terapiste düzeyini sorabilir. Düzeyler birinci ve ikinci diye ayrılmakla beraber, ikinci olan terapistler ileri seviye yetkinliğe sahiptirler.